Bıçaklı Dehşet! Çocuklarını Rehin Alan Babadan Kan Donduran Gelişme
Bıçaklı Dehşet: Baba Tutuklandı

O gece, sıradan bir akşamı kabusa çeviren telefon sesiyle her şey başladı. İstanbul'un o bildik sokaklarında, bir dairenin içinde yaşananlar ise gerçekten insanın kanını dondurucu nitelikteydi.

Adam -ki kendisi maalesef çocuklarının babasıydı- elinde bıçakla küçücük yavrularının boğazına dayamış, bir yandan da eşini arıyordu. "Gelmezsen çocukları öldürürüm!" diye bağırıyordu. Öyle bir sahne düşünün ki, en sert insanın bile yüreğini sızlatacak cinsten.

Odaya Kilitlenmiş Çocuklar ve Bıçaklı Baba

Komşuların "Kavga sesleri geliyor" diye polise haber vermesiyle başlayan operasyonda, ekipler olay yerine ulaştığında manzara içler acısıydı. Kapıyı kırarak içeri giren polisler, çocukların ağlayarak babalarından korktuklarını görünce hemen müdahale etti.

İşin en trajik yanı? Bu olay sıradan bir aile kavgası değil, tam anlamıyla bir psikolojik şiddet örneğiydi. Uzmanlar, "Bu tür vakalarda asıl yara, görünmeyen yaralardır" diyor ve ekliyor: "Çocukların ruh sağlığı için acil müdahale şart."

Adliye Koridorlarında Yeni Gelişme

Dün akşam saatlerinde ise beklenen karar çıktı. Savcılık, "Aile bireylerine karşı tehdit" ve "Çocukların ruh sağlığını bozma" suçlamalarıyla tutuklama talebinde bulundu. Mahkeme heyeti -haklı olarak- sanığın tutuklanmasına karar verdi.

Avukatların ifadesine göre sanık, "Pişmanım" dese de, bu tür vakalarda pişmanlığın ne kadar samimi olduğu hep tartışma konusu oluyor. Nitekim sosyal hizmet uzmanları, "Şiddet eğilimi gösteren bireylerin rehabilitasyonu uzun süreli bir süreç" diye uyarıyor.

Peki Ya Sonrası?

Olayın ardından çocuklar ve anne, güvenli bir yere yerleştirildi. Psikolojik destek ekipleri, küçük kardeşlerin travmayı atlatmaları için çalışmalara başladı. Ancak şunu unutmamak lazım: Bu tür olaylar, toplumun kanayan yarası olmaya devam ediyor.

Emniyet yetkililerinin verdiği bilgiye göre, aile içi şiddet vakalarında son dönemde ciddi artış var. Uzmanlar ise "Yasal yaptırımların yanı sıra toplumsal bilinçlenme şart" diye ısrarla vurguluyor.

Bu korkunç olay, aslında hepimize bir uyarı niteliğinde. Komşularımızın, akrabalarımızın durumunu gözardı etmemeliyiz. Belki de bir telefon, bir hayat kurtarabilir.