İzmir'de genç bir kadının hayatı, rutin bir sağlık sorununun trajik bir dramaya dönüşmesiyle karardı. Apandisit şüphesiyle başvurduğu özel bir hastanede, adeta bir kâbusa uyanan Merve Y. (24), tıp dünyasının soğuk yüzüyle burun buruna geldi.
İşler hiç de planlandığı gibi gitmedi. İlk muayenenin ardından taburcu edilen Merve, ertesi gün şiddetlenen ağrılarla bu kez acil servise koştu. Orada yapılan tomografi, her şeyi altüst eden o korkunç gerçeği ortaya çıkardı: Bağırsağı iki kritik noktadan delinmişti ve karın boşluğu tehlikeli bir şekilde enfeksiyonla doluydu. Acilen ameliyata alındı ama ne yazık ki, artık çok geçti.
Merve'nin ailesi, yaşananları 'dizilerde görmeye alışık olduğumuz bir ihmaller silsilesi' olarak nitelendiriyor. İlk başvuruda yapılan tetkiklerin yetersiz olduğunu, durumun ciddiyetinin anlaşılamadığını ve bu gecikmenin kızlarının hayatına mal olduğunu iddia ediyorlar. Öfke ve hüzün içindeki baba, "Bağırsağını iki yerden delmişim, fark etmediler. Kızımı kaybettim" sözleriyle yüreklere ateş düşürüyor.
Bir Ailenin Yıkılışı ve Cevaplanmayan Sorular
Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı bilgisi gelirken, akıllarda onlarca soru işareti dolaşıyor. Bu kadar net bir bulgu, ilk muayenede nasıl gözden kaçabilir? Rutin protokoller yeterince uygulanmadı mı? Yoksa bu, özel hastanelerdeki hızlı hasta sirkülasyonunun ve belki de mali kaygıların kurban edilen bir genç hayat mı?
Sağlık Bakanlığı'nın konuya el koyduğu ve hastane hakkında inceleme başlattığı belirtiliyor. Ancak Merve'nin ailesi için geri dönüş yok. Onlar, bir daha asla eskisi gibi olmayacak bir hayatın içinde, adalet arayışıyla kalakalmış durumda. Bu olay, sadece bir ailenin değil, sağlık sistemine güven duyan herkesin yüreğine bir hançer gibi saplanıyor.
Peki, bundan sonra ne olacak? Benzer acıların bir daha yaşanmaması için neler yapılmalı? Bu sorular, hepimizin cevabını araması gereken çok ciddi bir ders niteliğinde. Sağlık, asla ve asla şansa ve ihmale bırakılamayacak kadar kıymetli.
