Diyarbakır'da, sıradan bir akşamüstü aniden kan ve barut kokusuna büründü. Bağlar ilçesi, 5. Cadde üzerinde, iki grup arasında patlak veren ve neredeyse bir anda kontrolden çıkan bir çatışma, geri dönüşü olmayan bir trajediye sahne oldu.
İşler öyle bir noktaya geldi ki, silahlar konuşmaya başladı. Havada uçuşan kurşunların hedefi insanlardı. İki kişi, o an oracıkta can verdi. Birinin adı Mehmet Ali G. diğeri ise M. Emin D.'ydi. Beş kişi de -hayatta kalmayı başarsalar da- ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Durumları kritik.
Olay yerine ilk intikal eden polis ekipleri, adeta bir savaş alanı manzarasıyla karşılaştı. Yerde yatanlar, koşuşturan insanlar ve her yere sinmiş bir korku... Acil müdahale ekipleri, yaralıları en yakın sağlık kuruluşuna yetiştirmek için seferber oldu.
Husumetin Karanlık Tarihi
Peki bu neyin nesiydi? Görünüşe göre bu, bir anda ortaya çıkmış bir kavga değildi. İki grup arasında, geçmişe dayanan -belki aylar belki de yıllar süren- derin ve çözülememiş bir husumet vardı. Zaten bu tip olaylar genelde 'anlık öfke' ile açıklanamaz; altında yatan sebepler çok daha derin ve karmaşıktır.
Sokakları bir anda terörize eden bu şiddet eyleminin ardından, güvenlik güçleri hemen harekete geçti. Şüphelileri yakalamak için kapsamlı bir çalışma başlatıldı. Bölgede adeta bir seferberlik havası var. 'Kim, neyi, neden yaptı?' sorularının cevapları aranıyor.
Bu tatsız ve trajik olay, toplumsal huzur adına yeniden düşünmemiz gereken birçok şeyi de beraberinde getiriyor. Diyarbakır'da yaşanan bu acı hadise, bitmek bilmeyen kişisel çekişmelerin nerelere varabileceğinin bir göstergesi. İki aile daha evlat acısı yaşarken, bir mahalle daha korkuyla tanıştı. Geriye ise cevaplanmayı bekleyen onlarca soru ve derin bir hüzün kaldı...
