Kızılırmak'ta Dehşet: Doktor Serdar Kıyak'ın Korkunç Cinayeti ve Son Gelişmeler
Dr. Serdar Kıyak Davasında Son Dakika: Kızılırmak Cinayeti

Hafızalardan silinmeyen o korkunç geceden bu yana neredeyse bir yıl geçti, ama acı hâlâ taze. Samsun'da yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan o olay... Dr. Serdar Kıyak, eşi İpek Kıyak ve henüz 5 yaşındaki oğlu Yiğit Ali'yi öldürdükten sonra aracını Kızılırmak'ın soğuk sularına gömdü. İnanması güç, değil mi?

Şimdi, adliye koridorlarında yankılanan yeni gelişmeler var. Davada son durum ne? O gece neler yaşandı? Gelin, bu trajik hikayenin detaylarına birlikte bakalım.

O Karanlık Gece: Ne Oldu?

9 Temmuz'u 10 Temmuz'a bağlayan gece... Samsun'da hava sıcak, ama olaylar soğukkanlılıkla planlanmış. Dr. Serdar Kıyak, eşi ve oğluyla birlikte evden ayrılıyor. Ama bu sıradan bir çıkış değil. Planlı, korkunç bir sona doğru yol alıyorlar.

Araç, Kızılırmak Vadisinde sanki bir uçurum filminden fırlamış gibi... 100 metrelik bir uçurumdan aşağı, ırmağın karanlık sularına gömülüyor. O anki çığlıkların sesini duymak istemezsiniz, emin olun.

Kurtuluş ve Ardındaki Şok

Olay yerine ilk ulaşanlar, sahneyi tarif etmekte zorlanıyorlar. Araç tamamen suya batmış, içeridekilerden umut kesilmiş. Ama bir mucize yaşanıyor: Dr. Serdar Kıyak hayatta kalmayı başarıyor! Nasıl mı? Kimse tam olarak bilmiyor, ama kurtarılıp hastaneye yetiştiriliyor.

Ancak asıl şok, onun ifadesiyle geliyor. İddiaya göre, "kaza" olarak sunduğu bu olayın aslında planlı bir cinayet olduğu ortaya çıkıyor. Eşi ve oğlu, o gece hayatını kaybetmişti. Ve o, hayattaydı.

Adliye Süreci: Son Dakika Gelişmeleri

Dava, Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediyor. Son durum? Kıyak, "kasten insan öldürme" suçundan yargılanıyor. Savunması ise hâlâ aynı: "Kaza oldu, ben de kurbanım." Peki, deliller ne diyor?

  • Araçta herhangi bir teknik arıza bulunamadı.
  • Olay yerindeki izler, kaza iddiasını desteklemiyor.
  • Tanık ifadeleri, olay öncesinde ailede gerginlik olduğuna işaret ediyor.

Yakınlarının ifadelerine göre, aile içi sorunlar varmış. Finansal sıkıntılar, belki de ilişkideki çatışmalar... Bunlar, savcılığın üzerinde durduğu noktalar. Ama tabii, mahkeme kararını delillere göre verecek.

Toplumun Tepkisi: "Adalet Hemen Şimdi!"

Sosyal medyada ve Samsun'da, olayın yankıları devam ediyor. İnsanlar, adaletin yerini bulmasını istiyor. Özellikle de küçük Yiğit Ali'nin masumiyeti, yürekleri burkuyor. Bir baba, nasıl olur da kendi evladına kıyar? Bu soru, herkesin aklını kurcalıyor.

Davayı takip eden avukatlardan biri, "Bu, Türkiye'nin gördüğü en şok edici aile içi şiddet vakalarından biri" diyor. Haklı olabilir.

Sonuç: Adalet Ne Zaman?

Mahkeme süreci devam ederken, herkesin tek bir soru var: Gerçekten ne oldu o gece? Dr. Serdar Kıyak'ın ifadesi mi doğru, yoksa savcılığın iddiaları mı? Cevap, adliyenin elinde. Ama bir kesinlik var: İki masum insan, henüz çocuk denebilecek yaşta bir oğul, hayatını kaybetti.

Bu trajedi, aile içi şiddetin ne kadar korkunç boyutlara ulaşabileceğini gösterdi. Umarız, adalet en kısa sürede tecelli eder ve bir daha böyle bir olay yaşanmaz.