
O an... Tam da adaletin kalbinin attığı yerde, bir insanlık dramı sahneleniyordu. İzmir Adliyesi'nin önü, her zamanki gibi koşuşturan avukatlar, davacılar ve meraklı gözlerle doluydu. Kimse, o gün orada akan kanın Türkiye'nin gündemine oturacağını bilemezdi.
Merve D., belki de hayatının en zor günlerinden birini yaşıyordu. Eski eşi Hakan D.'den şikayetçi olmak için adliyeye gelmişti. Koruma talep etmişti muhtemelen - kim bilir? Ama korunamadı. Hiçbirimiz onun kadar korunaksız değiliz sonuçta.
Son Görüntüler Dehşeti Belgelerken
Ortaya çıkan yeni görüntülerde, katil zanlısı eski eşin adliye önünde Merve D.'yi nasıl takip ettiği açıkça görülüyor. Bir avcının avını kolladığı gibi... Soğukkanlılıkla, adeta bir rutin iş yapar gibi.
Merve ise çaresiz. Etrafında yüzlerce insan var ama o yapayalnız. Kimse farkında değil o anki ıstırabının. Belki de fark edenler vardı ama 'karışmayayım' dediler. Bizim toplumumuzun o meşhur 'seyirci kalmak' hastalığı...
O Korkunç Saldırı Anı
Sonra her şey saniyeler içinde oldu. Hakan D., Merve'ye yaklaştı. Bir anlık göz göze gelme belki. Ardından gelen bıçak darbeleri... İnsanların çığlıkları, koşuşturmaları. O sırada adliye güvenlik görevlileri olaya müdahale etti. Ama içiniz parçalanıyor - neden daha erken değil?
Merve D. olay yerinde hayatını kaybetti. Hastaneye kaldırıldı ama artık çok geçti. Bir can daha gitti aramızdan. Öfkelendirici değil mi sizce de?
Zanlı Tutuklandı Ama...
Hakan D. olay yerinden kaçmaya çalıştı ama başaramadı. Gözaltına alındı, tutuklandı. Adalet yerini bulur mu? Bu sorunun cevabını hep birlikte göreceğiz.
Bu cinayet, kadına yönelik şiddetin ulaştığı korkunç boyutu bir kez daha gözler önüne serdi. Adliyenin önünde bile korunamayan kadınlar... Düşüncesi bile insanın kanını donduruyor.
Aile içi şiddetin önlenmesi konusunda atılan adımlar yetersiz mi? Yoksa toplum olarak biz mi duyarsızlaştık? Bu soruları sormaktan vazgeçmemeliyiz.
Merve D.'nin ardından ailesine, sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Umuyoruz ki bu tür olaylar bir daha yaşanmaz. Ama umut etmek yetmiyor, değil mi?