Hatay'da 6 Şubat depremlerinde yerle bir olan Ezgi Apartmanı'yla ilgili davada kritik bir gelişme yaşandı. Adeta bir mezara dönüşen binada 35 kişinin hayatını kaybettiği o kara günden bu yana süren yargı sürecinde, aranan 2 firari sanık nihayet ele geçirildi.
Yetkililerin ifadesine göre, uzun süredir kayıplara karışan zanlılar, titiz bir takibin ardından farklı illerde yakalandı. Şimdi gözler, bu gelişmenin ardından hız kazanması beklenen davaya çevrildi.
Bir Gecede 35 Cana Kıydı
Hatay'ın göbeğinde, sanki kâğıttan yapılmışçasına çöken o apartman, belki de depremin en acı yüzünü gösterdi bize. İnşaat kalitesizliği mi, denetimsizlik mi yoksa kaderin cilvesi mi tartışılır ama geriye kalan, onlarca yürek sızısı oldu.
Mahkeme salonunda şimdi sorular havada uçuşuyor: Bu kadar can nasıl hiçe sayılır? Müteahhitler vicdanlarını nereye gömdüler? Ve en önemlisi, bir daha böyle acılar yaşanmaması için ne yapmalı?
Adaletin Tekerleği Yavaş da Olsa Dönüyor
Firari sanıkların yakalanması, mağdur aileler için küçük de olsa bir teselli oldu. Ancak herkesin bildiği bir gerçek var ki, bu davada asıl hesap verilmesi gerekenler belki de kağıt üzerindeki isimlerden çok daha fazlası.
Bölge sakinleri, "Biz sadece iki kişinin değil, bu felakete yol açan tüm sorumluların yargı önüne çıkmasını istiyoruz" diyor. Haklılar da... Çünkü Ezgi Apartmanı sadece bir bina değil, sistemin çürümüşlüğünün simgesi haline geldi.
Şimdi herkesin sorusu aynı: Bu dava, Türkiye'deki yapı denetim sisteminin kaderini değiştirebilecek mi? Yoksa unutulup gidecek mi? Cevabı zaman gösterecek ama bir şey kesin: Hatay halkı bu kez pes etmeye niyetli görünmüyor.
