
O günü hatırladıkça içimi bir ürperti kaplıyor. Meryem Yıldız, aslında sıradan bir göz muayenesi için gittiği hastanede hayatının en büyük trajedisini yaşayacağını nereden bilebilirdi ki?
İşte tam da bu noktada, insanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Basit bir müdahale nasıl olur da bir insanın hayatını karartabilir?
O Korkunç An
"Gözüme yapılan iğne sonrası her şey değişti" diyor Meryem Hanım, sesi titreyerek. "Önce dayanılmaz bir acı hissettim. Sanki gözümün içine ateş saplanmış gibiydi."
Olay, Bursa'da özel bir hastanede gerçekleşmiş. Aslında rutin bir göz tansiyonu kontrolü için gitmişti. Ama döndüğünde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Adalet Arayışı
Mahkeme süreci tam yedi yıl sürmüş. Yedi yıl! İnsan düşünmeden edemiyor: Adalet neden bu kadar yavaş işliyor? Meryem Hanım'ın avukatı, "Tıbbi müdahalede ciddi hata tespit edildi" diye açıklıyor durumu.
İlginç olan şu ki, mahkeme hem hastaneyi hem de doktoru hatalı bulmuş. Ama ceza? O kısmı duyunca insanın içi acıyor doğrusu.
- Hastane: 17 bin lira tazminat
- Doktor: 5 bin lira para cezası
- Sonuç: İki gözünü kaybeden bir kadın
Bu rakamların ne ifade ettiğini gerçekten anlamak mümkün mü? Kaybedilen gözlerin, hayatın değeri parayla ölçülebilir mi?
Hayat Artık Eskisi Gibi Değil
Meryem Hanım anlatırken, her kelimesi yüreğinize işliyor: "Artık çocuklarımın yüzünü göremiyorum. Güneşin doğuşunu, bir çiçeğin rengini... Hepsi bir anı oldu."
En acı kısmı da şu: "Keşke o gün hastaneye gitmeseydim" diyor. İnsanın içini burkan bir pişmanlık bu.
Umut Işığı
Fakat Meryem Hanım pes etmemiş. Yargıtay'a temyiz başvurusu yapmış. "Umudumu kaybetmedim" diyor. "Sadece adaletin yerini bulmasını istiyorum."
Bu mücadelede yalnız değil aslında. Ailesi ve avukatı yanında. Toplum olarak bizler de bu gibi durumlarda mağdurların yanında olmalıyız değil mi?
Sonuçta, bugün onun başına gelen yarın bir başkasının da başına gelebilir. Bu düşünce bile insanı ürpertiyor doğrusu.