
Olay, dün gece saatlerinde Kayseri'nin göbeğinde, sanki sıradan bir pazartesi akşamıymış gibi başladı. Aslında hiç de öyle değildi. Bir taksici ile müşterisi arasında patlak veren o basit, belki de onlarca kez yaşanan ücret pazarlığı, ölümcül bir trajediye dönüşecekti.
Öyle ya, her şey birkaç lira için miydi? Gerçekten de bir insanın hayatı, bir yolculuğun bedelinden daha mı değersizdi? İşte o an, tartışma kızıştı ve birdenbire ortaya çıkan bir bıçak... Her şeyi anlamsızlaştıran, soğuk, metalik bir parıltı.
Taksiciye defalarca bıçak darbeleri indirildi. Öyle ki, oracıkta can verdi. Saldırgan, olay yerinden tüyler ürperten bir soğukkanlılıkla uzaklaştı. Sanki az önce bir insan değil de, bir eşya parçalamıştı.
Ancak Kayseri polisi boş durmadı. Olay yerine intikal eden ekipler, adeta bir insanlık suçunun izini sürdüler. Kamera kayıtları, tanık ifadeleri derken, şüpheli zanlı kısa sürede belirlendi. Yakalanması da uzun sürmedi. İnsan, 'Neden?' diye sormadan edemiyor. Bir anlık öfkenin bedeli bu kadar ağır olmalı mı?
Şüpheli, ifadesinde olayı kabul etti. Ücret konusunda tartıştıklarını, sinirlenerek bu saldırıyı gerçekleştirdiğini itiraf etti. İtiraf etmek ne kelime, anlattı. Sanki sıradan bir şeyden bahsediyordu. Adliyeye sevk edilen zanlı, artık yargı önünde hesap verecek.
Bu olay, toplum olarak kanıksadığımız şiddetin bir kez daha yüzümüze vuruluşu. Ufacık anlaşmazlıkların nasıl da elim sonuçlar doğurabildiğinin acı bir göstergesi. Kayseri'de yaşanan bu feci olay, hepimizi derinden yaraladı. Mağdur taksicinin ailesine başsağlığı diliyor, bir daha böyle acılar yaşanmamasını temenni ediyoruz.