
İstanbul'un Sisli ilçesi, insanın kanını donduran bir trajediye taniklik etti. Adeta bir kâbusu andiran bu olay, aile içi siddetin korkunç boyutlarini bir kez daha gözler önüne serdi.
Her sey, esinden gördügü dayaklar ve hakaretler yüzünden canina tak eden bir kadinin, evini terk etmesiyle basladi. Kendini güvende hissetmek için gidebilecegi ilk ve en dogal liman olarak gördügü yere, ikiz kardesine sigindi. Ne yazik ki, bu karar onun sonu oldu.
Olay, geçtigimiz günlerde Halkali'da bulunan bir sitenin garaj katinda gerçeklesti. Polis ekipleri, bir ihbar üzerine olay yerine intikal ettiginde korkunç bir manzarayla karsilasti: Yerde, bogularak öldürülmüs bir kadin cesedi yatiyordu. Yapilan ilk incelemeler, kurbanin esinden siddet gördügü için bir süre önce ayrildigi ve ikiz kardesinin yanina tasindigi ortaya çikardi.
'Ablama Kötü Davraniyordu' Savunmasi
Olayin en sasirtici yani ise, katil zanlisinin kimligiydi. Kurbanin ikiz kardesi M.A., gözaltina alindiktan sonra ifadesinde akillara durgunluk veren bir açiklama yapti. Kendi ikiz kardesini öldürmekle suçlanan M.A., "Ablamin esi ona çok kötü davraniyordu, onu bu zulümden kurtarmak istedim" diyerek inanilmaz bir gerekçe öne sürdü. Bu çarpik mantik, adliyenin koridorlarinda yankilanirken, herkesi derin bir saskinliga ugratti.
Olay yerinden kaçmayi basaran zanli M.A., olaydan kisa bir süre sonra yakalandi. Yapilan sorgulamasinda, "Ben onu korumak istedim, baska çarem kalmamisti" gibi anlamsiz cümlelerle olayi mesrulastirmaya çalismasi, isin vicdanlari sizlatan bir baska boyutu oldu.
Bir Aile Draminin Iç Yüzü
Bu korkunç olay, aile içi siddetin sadece esler arasinda yasanmadigini, bazen en yakinlarimizin bile bu siddet sarmalinin bir parçasi olabildigini acı bir sekilde hatirlatti. Bir kadin, güvende olmak için gittigi yerde, hayatindaki belki de en yakin insan tarafindan canice öldürüldü.
Savcilik, ikiz kardesi M.A. hakkında "kasten adam öldürme" suçundan tutuklama talebiyle islem baslatti. Mahkeme, zanliyi tutuklayarak cezaevine gönderdi. Artik geriye, parçalanmis bir aile ve cevaplanmasi imkânsiz sorular kaldi.
Bu trajedi, toplum olarak üzerinde daha çok düsünmemiz gereken bir konuyu gündeme getirdi: Siddetin her türlüsüne karsi nasil daha etkili mücadele edebiliriz? Ve en önemlisi, bir cana kiymak hiçbir gerekçeyle açiklanabilir mi?