
Konya'da kan donduran bir olay yaşandı. Ömrünü paylaştığı, belki de en güvendiği insan tarafından hunharca son nefesine terk edilen bir kadının trajedisi bu. Her şey, olağan görünen bir günde, adeta bir kâbusa dönüştü.
Eski eşi, soğuk kanlılıkla planladığı ölümcül buluşmaya çağırdı onu. Telefondaki o son cümleler, 'Geliyorum oldu' sözleri, aslında içinde taşıdığı karanlığın bir habercisiydi belki de. Maalesef kimse oyunu fark edemedi.
Son Görüşmenin Ardından Gelen Sessizlik
Randevulaştıkları yere giden kadın, bir daha asla geri dönmedi. Ailesi, endişeyle beklemeye başladı. Telefonlarına cevap vermiyordu. İçlerine doğan o korkunç hissiyatla, en kötüyü düşünerek polise haber verdiler.
Ve sonra... O korkunç sahne. Araç içinde, defalarca bıçak darbesiyle can verdiği bulundu. Şiddetin, nefretin ve insanlıktan çıkmanın en somut haliydi. Sahip olduğu her şeyi, bir insan hayatını almak için kullanan zanlı, olay yerinden uzaklaşmıştı bile.
Kolluk Kuvvetleri Hızla Harekete Geçti
Polis ekipleri, delil toplamak ve zanlıyı bulmak için seferber oldu. Olay yeri inceleme ekipleri titizlikle çalıştı. Güvenlik kamerası kayıtları, telefon sinalleri, her bir detay tek tek incelendi. Katilin peşine düşüldü.
Nefret, bir insanı bu kadar kör edebilir miydi? Evlilik denen birliktelik bittiğinde, geriye sadece bu acımasızlık mı kalmalıydı? Bu sorular, olayı duyan herkesin zihnini kurcaladı. Toplum olarak bir kez daha sarsıldık.
Zanlı, kısa süre içerisinde gözaltına alındı. İfadesinde ne söyledi bilinmez ama işlediği bu vahşetin hiçbir gerekçesi olamazdı. Adalet, bu acımasız eylemin hesabını sormak için hazırlanıyor.
Bir kadının hayatı, bir erkeğin saplantılı nefreti uğruna son buldu. Arkasında ise yaslı bir aile ve cevaplanamayan onlarca soru bıraktı. Konya'da yaşanan bu olay, toplumun kanayan yarası kadına yönelik şiddetin ne denli tehlikeli boyutlara ulaştığını bir kez daha gösterdi.