Müge Anlı'da Şok İtiraf: 1995'te Kaybolan 4 Yaşındaki Emine'nin Cinayeti Aydınlandı
Müge Anlı'da Cinayet İtirafı: 30 Yıllık Sır Çözüldü

Türkiye'yi ekran başına kilitleyen bir gelişme, Müge Anlı ile Tatlı Sert programında yaşandı. 1995 yılında, henüz 4 yaşındayken kaybolan Emine Yıldırımcan vakası, 30 yıl sonra programda işlendi ve kan donduran gerçekler ortaya çıktı. Program sırasında yapılan şok bir itiraf, olayı cinayet boyutuna taşıdı.

30 Yıllık Esrarengiz Kayıp Dosyası

Emine Yıldırımcan'ın amcası ve kuzeni, küçük kızın başına gelenleri öğrenmek için Müge Anlı'dan yardım istedi. Ailenin anlattıklarına göre, Emine'nin annesi Raziye Tanrıkulu, biyolojik babasından ayrıldıktan sonra Ercan Yılmaz ile birlikte yaşamaya başlamıştı. İşte bu süreçten sonra minik Emine bir daha görülmemişti. Kuzen Aymila Yıldırımcan, Emine ile görüşmesinin sistematik şekilde engellendiğini ve annesinin de net bilgi vermediğini iddia etti.

Üvey Baba Şüphesi ve Şok Eden Tanıklıklar

Şüpheler başından beri üvey baba Ercan Yılmaz'ın üzerinde yoğunlaşmıştı. Ancak canlı yayında yaşananlar, bu şüpheleri somut iddialara dönüştürdü. Ercan Yılmaz'ın önceki evliliğinden olan kızı, yayına bağlanarak milyonları şoke eden ifadelerde bulundu. Kız, babasının Emine'yi döverek öldürdüğüne tanık olduğunu ve bu yüzden tehdit edildiğini söyledi. Tüm bu iddiaları reddeden Ercan Yılmaz ise kızlarının, öz annelerinin yönlendirmesiyle kendisine iftira attığını öne sürdü.

Anneden Gelen Cinayet İtirafı ve Tespih Makinesi Sesi

Olayın en çarpıcı dönüm noktası, annenin itirafı oldu. Programın ardından Müge Anlı ile görüşen anne Raziye Yıldız, kızının öldürüldüğünü itiraf etti. Yıldız, olay günü kendisinin de şiddet gördüğünü, elinin ve ayağının bağlandığını anlattı. Kendine geldiği anlarda duyduğu ses ise stüdyodaki herkesi donduracak nitelikteydi: "Tespih makinesinin sesini duydum."

Raziye Yıldız'ın aktardıklarına göre, Ercan Yılmaz ona şu sözlerle tehditler savunmuştu: "Beni dövdüğünde makine çalışıyordu. Elim ayağım bağlıydı. 'Et kesiyorum kızın birini kesiyorum' dedi. 'Her şeyi senin üzerine yıkarım' diyerek tehdit etti..."

Bu çarpıcı itirafın ardından, canlı yayını ihbar kabul eden Hatay Emniyeti konuyla ilgili soruşturma başlattı. 30 yıldır aydınlatılamayan bir kayıp vakası, bir televizyon programında yapılan itirafla cinayet soruşturmasına dönüşmüş oldu. Olay, Türkiye'de medya aracılığıyla çözüme kavuşturulan en dramatik vakalardan biri olarak hafızalara kazındı.