
İstanbul'da geçtiğimiz aylarda yaşanan ve tüm Türkiye'yi sarsan o olayın ardından nihayet adalet yerini buldu. Gözlerden uzaklaşmayı başaran saldırgan, Interpol'ün kırmızı bülteni sayesinde yakayı ele verdi.
Olay, İstanbul'un gürültülü caddelerinden birinde patlak vermişti. Aniden ortaya çıkan bir şahıs, görev başındaki polis ekibinin aracına hiç beklenmedik bir saldırı düzenlemişti. Molotof kokteyliyle yapılan bu alçakça saldırı, belki de o an oradan geçen vatandaşların hayatını da riske atmıştı.
Kaçış ve Uluslararası Kovuşturma
Saldırının ardından zanlı, sanki buhar olup uçmuştu. İzleri kaybetmekte ustaydı anlaşılan. Ama emniyetin azimli ekipleri peşini bırakmadı - asla bırakmazlar zaten. Yurt dışına kaçtığı tespit edilen saldırgan için Interpol devreye girdi ve kırmızı bülten yayınlandı.
Kırmızı bülten... Dünyanın dört bir yanındaki kolluk kuvvetlerinin dikkat kesildiği o uluslararası çağrı. İşte bu sayede zanlı, saklandığı yerden çıkarıldı ve Türkiye'ye getirilmek üzere yakalandı.
Operasyonun Perde Arkası
Emniyet yetkilileri, olayla ilgili açıklama yaparken oldukça dikkatli davrandı. "Terör eylemi" olarak nitelendirdikleri saldırının ardındaki motivasyonu araştırdıklarını belirttiler. Peki neden polis hedef alınmıştı? Bu sorunun cevabı henüz net değil.
Şüphelinin yurt dışına kaçış öyküsü ise tam bir gerilim filminden fırlamış gibi. Sınırları nasıl aştığı, hangi güzergahı kullandığı - tüm bu soruların cevapları soruşturma kapsamında aydınlatılacak.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün terörle mücadele ekipleri, aylar süren takibin ardından nihayet hedefine ulaştı. Zanlının yakalanması, sadece bir suçlunun adalete teslim edilmesi değil, aynı zamanda Türk polisinin uluslararası işbirliğindeki başarısının da bir göstergesi oldu.
Olayla ilgili soruşturma derinleştirilirken, zanlının ifadesinden önemli bilgiler elde edileceği düşünülüyor. Saldırının tek kişilik bir eylem mi yoksa daha geniş bir örgütün parçası mı olduğu sorusu ise henüz cevap bulmuş değil.
Bu arada, saldırıya maruz kalan polis memurlarının durumu da merak konusu. Şans eseri yara almadan kurtulmuşlardı o korkunç anda. Psikolojik olarak etkilenmiş olmaları ise oldukça doğal - kim etkilenmez ki böyle bir olaydan sonra?
Adalet tekeri yavaş da olsa dönüyor. Zanlı, Türkiye'ye getirildikten sonra çıkarılacağı mahkeme önünde hesap verecek. Molotof kokteyliyle yapılan saldırılar, ne yazık ki sadece maddi hasarla sonuçlanmıyor; toplumun huzurunu da derinden sarsıyor.
İstanbul'un sokakları, her gün milyonlarca insanın güvenle dolaştığı yerler. Böyle saldırılar, bu güveni sarsmaya yönelik girişimler olarak kayıtlara geçiyor. Neyse ki emniyetin gözü hiçbir şeyden kaçmıyor.