
Adana'da, kan donduran bir olayın yankıları hâlâ sürerken, adalet nihayet tecelli etti. İki aile arasında seneler öncesine dayanan—belki de unutulması gereken—bir düşmanlık, genç bir hayatın sönmesiyle sonuçlandı. Olay, soğuk bir kış gecesinde, şehrin göbeğinde yaşandı.
Kurban, henüz 25 yaşındaki genç bir adamdı. Fail ise, ailesine yapıldığını iddia ettiği bir haksızlığın intikamını almak için pusuya yatmıştı. Silahını alıp, kurbanın geçeceği yolu bilerek saatlerce beklediği söyleniyor. O an geldiğinde ise tereddüt etmedi. Soğukkanlılıkla, defalarca tetiği çekti.
Mahkeme Salonunda Gerilim Dolu Anlar
Davanın görüldüğü salonda hava her duruşmada geriliyordu. Tanıklar ifade verirken, ailelerin arka sıralardaki bakışları her şeyi anlatmaya yetiyordu adeta. Savcı, olayın bir 'tasarlanmış cinayet' olduğunu, failin pişmanlık belirtisi göstermediğini vurgulayarak ağırlaştırılmış müebbet istemişti.
Sanık avukatları ise müvekkillerinin 'tahrik' altında olduğunu, geçmişte yaşadığı travmaların bu sonucu doğurduğunu iddia etti. Fakat mahkeme heyeti, bu argümanları yeterli bulmadı. Deliller—o silah, o balistik rapor, o güvenlik kamerası görüntüleri—çok netti. İntikam, hukukun gözünde asla bir mazeret olamazdı.
Nihayet, o beklenen karar açıklandı. Heyet, oy birliğiyle müebbet hapis cezasına hükmetti. Karar okunurken, sanık sandalyesinde beti benzi atmış bir adam vardı. Arkadan gelen bir hıçkırık sesi ise salonu doldurdu. Adalet, her iki taraf için de acımasızdı belki de.
Toplumsal Bir Yara: İntikam Döngüsü
Bu dava, sadece bir cinayetten ibaret değil aslında. Toplumumuzda hâlâ kan davaları, intikam anlayışı ve şiddetin sarmalı ne yazık ki devam ediyor. Bir can gidiyor, bir aile parçalanıyor, diğer taraf da cezaevine giriyor. Kimse kazanmıyor bu savaşta. Hepsi kaybediyor.
Uzmanlar, bu tür olayların önüne geçmek için toplumsal barış ve iletişim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Peki, biz ne yapıyoruz? Kan davalarının son bulduğu, intikamın değil, diyaloğun ön planda olduğu bir toplum hayali sadece bir rüya mı? Bu karar, belki de bu karanlık döngüye bir son vermek için atılmış küçük bir adımdır. Umarız, bir daha böyle trajediler yaşanmaz.