
Adana'da öyle bir olay yaşandı ki, polis ekipleri bile ilk başta kulaklarına inanamadı. Telefonları çalan bir adam, sakin ama kararlı bir ses tonuyla şunu söylüyordu: "Beni yakalayın."
Evet, yanlış duymadınız. Kendi kendini ihbar eden bu kişi, neredeyse filmlerden fırlamış bir sahne yaşatıyordu emniyet görevlilerine. Olay, geçtiğimiz günlerde Seyhan ilçesinde meydana geldi.
Telefondaki Şok İfade: "Aranan Şahıs Benim"
Polis ekiplerine ulaşan ihbar, standart bir suç duyurusundan çok daha farklıydı. Arayan kişi, kendisinin aranan bir şahıs olduğunu ve yakalanması gerektiğini bildiriyordu. İlk anda şaka zannedilen bu durum, adamın ciddiyeti karşısında hızla operasyona dönüştü.
Olay yerine intikal eden ekipler, kendini ihbar eden M.A. isimli şahısla karşılaştı. Peki ama neden? Neden bir insan kendi iradesiyle polise teslim olmayı seçer?
Arkada Yatan Çarpıcı Nedenler
Görünüşe göre M.A., hakkında açılmış olan davalar nedeniyle adli makamlarca aranıyormuş. Ancak işin ilginç yanı, bu durumdan haberdar olmasına rağmen bir türlü yüzleşmeye cesaret edememiş. Ta ki o telefonu arayana kadar.
İnsan psikolojisinin derinliklerine inersek—ki bu tür durumlar oldukça nadirdir—suçluluk duygusu ve iç huzurunu yeniden kazanma arzusu, kişiyi böyle radikal bir karar almaya itebiliyor. M.A. da muhtemelen bu sarmaldan kurtulmak için en doğrudan yolu seçmişti.
Operasyon Sonrası Gelişmeler
Kendini ihbar eden şahıs, olay yerinde yapılan kontroller sonucunda gerçekten de çeşitli davalardan dolayı arandığı tespit edildi. Adliyeye sevk edilen M.A., hukuki sürecin başlamasıyla birlikte kaderiyle yüzleşmeye hazırlanıyor.
Polis yetkilileri, bu tür gönüllü teslimlerin—her ne kadar sıra dışı olsa da—aslında adalet sistemine olan güveni gösterdiğini ifade ediyor. Sonuçta, kaçmak yerine sorumluluk almayı seçmek, toplumsal huzurun temel taşlarından biri değil mi?
Adana'da yaşanan bu olay, belki de birçok benzer durumdaki kişilere örnek olacak nitelikte. Çünkü bazen en zor kararlar, en doğru olanlardır.