İzmir'de yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan o olayda kritik bir adım atıldı. Nihayet! Savcı Cemil Kayhan'ın hunharca katledilmesinin ardından gözaltına alınan şüpheli, adli kontrol talebi reddedilerek tutuklandı. İşte insanın kanını donduran detaylar...
Olay, geçtiğimiz günlerde İzmir'in soğuk bir sabahında patlak vermişti. Savcı Kayhan, adliye çıkışında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Kimdi bu savcıyı hedef alan? Neydi amacı? Sorular havada uçuşurken, emniyet birimleri hummalı bir çalışmaya girişti.
Ve nihayet, iz sürme çabaları meyvesini verdi. Zanlı, olay yerinden toplanan deliller ve teknik takip sonucunda kısa sürede yakayı ele verdi. İfadesi alındı, savcılık işlemleri tamamlandı. Peki mahkeme ne karar verecekti? Beklenti, adaletin yerini bulması yönündeydi.
Mahkeme salonundan çıkan karar ise adeta bir tokat gibi çarptı: "Tutuklama!". Zanlının avukatlarının tüm itirazlarına, savunmalarına rağmen, delillerin ağırlığı ve firma riskinin yüksek olduğu gerekçesiyle bu karar çıktı. Şimdi o, cezaevine konulmayı bekliyor.
Peki Ya Sonrası?
Bu karar, mağdur ailesi için bir nebze olsun rahatlama sağlasa da, asıl soru işaretleri devam ediyor. Tek başına mı hareket etti? Arkasında bir örgüt, bir plan var mı? Soruşturma derinleştiriliyor. Dedektifler, en ince ayrıntısına kadar her şeyi didik didik ediyor.
İzmir Adliyesi'nde yaşanan bu kanlı olay, aslında toplum olarak ne kadar kırılgan bir yapıda olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Bir savcı, görevinin başında, güpegündüz... İnanması güç. Adalet sistemine yapılan bu saldırı, aslında hepimize yapılmış bir saldırıdan farksız.
Sonuç olarak, zanlının tutuklanması sürecin sonu değil, belki de başlangıcı. Yargı yolu uzun, karmaşık ve dolambaçlı. Herkes merakla, nihai adaletin tecelli edeceği günü bekliyor. Unutmayalım, kaybettiklerimizin arkasında bıraktığı boşluk, asla dolmayacak.
