
Hani derler ya, insanın içini karartır diye... Sivas'ta yaşananlar tam da öyle bir karartı getirdi. İki kardeşin hayatı, kimin eliyle bilinmez, vahşice son buldu.
Umutcan ve Melisa. İsimleri bile hüzünle doluyor şimdi. Bir evde, güven içinde olması gereken yerde, canlarına kıyılmış bulundular. Boğazları kesilerek... İnsanın aklın almak istemediği türden bir vahşet.
O Görüntüler Herkesi Yaraladı
Ortalığa yayılan o video var ya, işte o yürek paralayan sahneler. Sosyal medyada dolaşıma girdi, her izleyenin içine ateş düştü resmen. Görüntüler öyle acımasız ki, izleyenler adeta donup kaldı. Kim, neden, niye böyle bir şey yapar? Sorular havada uçuşuyor.
Polis hemen harekete geçti tabii. Olay yerine ekipler sevk edildi, incelemeler yapıldı. Deliller toplanıyor, adli prosedürler işliyor. Ama o iki gencin hayatı geri gelmeyecek. Arkalarında kalan aile... Onların acısını düşünmek bile insanı sarsıyor.
Toplum Olarak Sarsıldık
Böyle olaylar oldu mu, hepimiz sarsılıyoruz aslında. Güvenlik hissimiz zedeleniyor, insanlığımızdan utanır hale geliyoruz. Sivas'ta sokaklar sessiz, insanların yüzü asık. Komşular şaşkın, arkadaşlar üzgün.
Belki de en acı tarafı, bunun sıradan bir suç haberi olmaktan çıkıp, toplumsal bir yaraya dönüşmesi. Herkesin dilinde aynı soru: "Neden?" Cevabı bilen yok, ya da henüz yok.
Savcılık soruşturması devam ediyor. Kimseye jandarma tarafından ifade verilmediği söyleniyor - en azından şimdilik. Detaylar zamanla ortaya çıkacaktır mutlaka.
Şimdi bekleyeceğiz. Adaletin tecellisini, gerçeklerin ortaya çıkmasını. Umutcan ve Melisa'ya rahmet, ailelerine sabır diliyoruz. Mekanları cennet olsun.