
Dünya, yine kan ağlıyor. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sırasında yaşanan bir olay, insanlık vicdanını sarsmaya yetecek cinsten. 7 aylık hamile bir kadın, evinin bahçesinde otururken aniden başlayan bombardımanda, kucağındaki yedi aylık bebeğiyle birlikte can verdi.
O anları yaşayan komşuların anlattıkları, yürekleri burkuyor. "Bir anda her yer toz duman oldu" diyor bir tanık, "Kadının çığlıklarını duyduk, sonra... sonra ses kesildi."
Uluslararası Tepkiler Büyüyor
BM yetkilileri olayı "korkunç" ve "kabul edilemez" olarak nitelendirirken, insan hakları örgütleri bağımsız bir soruşturma talep ediyor. Zaten yıllardır devam eden çatışmaların siviller üzerindeki yıkıcı etkisi, bu son olayla bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya serildi.
Bölgeden gelen görüntüler –ki paylaşmaya insanın içi elvermiyor– savaşın gerçek yüzünü gösteriyor. Küçücük bir bebeğin cansız bedeni ve onu son nefesine kadar kollarında tutmaya çalışan anne... İnsanın aklı almıyor, almak da istemiyor aslında.
Rakamlar Soğuk, Acı Sıcak
Resmi olmayan rakamlara göre, son çatışmalarda hayatını kaybeden sivil sayısı yüzleri buldu. Ve her bir rakamın ardında, bu bebek gibi, hayatının baharında vahşice alınmış insanlar var. Dünya liderleri –her zamanki gibi– "endişe duyduklarını" açıklarken, sahada durum değişmiyor.
Filistinli yetkililer, İsrail'i açıkça savaş suçu işlemekle suçluyor. "Bu bir katliamdır" diyorlar, "ve dünya seyirci kalmamalı." Peki, gerçekten de kalmayacak mı? Tarih, bu soruya nasıl cevap verecek merak ediyorum doğrusu.
Sosyal medyada #GazzeKatliamı etiketiyle protestolar sürerken, sıradan insanların çığlığı yetkililerin kulaklarını sağır edecek mi, hep birlikte göreceğiz. Umut, belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz ve en az bulabildiğimiz şey şu günlerde.