
Adana'da sıradan bir yaz günü, sıcaktan bunalan komşular arasında patlak veren sudan bir anlaşmazlık, geri dönülemez bir trajediye dönüştü. Olay, belki de en sıradan ihtiyaçlardan biri yüzünden çıktı: su.
Mahallelinin anlattığına göre her şey, Hüseyin K. ile komşusu arasında su sırası yüzünden başlayan tartışmayla alevlendi. Önce sözlü sataşmalar, ardından tehditler... Sonra o korkunç an geldi. Hüseyin K., tartıştığı komşusuna pompalı tüfekle ateş açtı. Kurşunların hedefi bulması an meselesiydi.
Mahkeme Salonunda Şok Eden İtiraf
Olayın üzerinden aylar geçti, dava dosyası mahkeme heyetinin önüne geldi. Sanık sandalyesinde oturan Hüseyin K.'den beklenmedik bir savunma yükseldi. Yargıcın "Kaç el ateş ettiniz?" sorusuna verdiği yanıt, salondakileri adeta dondurdu:
"Ben bir ya da üç tane vurdum."
Bu ifade, öylesine kayıtsız, öylesine umursamaz bir tondaydı ki, savcı bile şaşkınlığını gizleyemedi. Sanki bir insan hayatından bahsetmiyordu da, kaybettiği eşyaları sayıyordu.
Tanıklar Anlatıyor: "Sudan Sebep Kan Aktı"
Mahkemedeki tanık ifadeleri, o gün yaşananları gözler önüne serdi. Bir tanık, "Aralarında zaten gerginlik vardı ama kimse bu kadar ileri gideceğini tahmin edemezdi" derken, diğeri olay anını şöyle anlattı:
"Önce bağrışmaları duyduk. Sonra silah sesleri... Koşup baktığımızda mağdur yerde yatıyordu. Hüseyin hâlâ elinde tüfekle oradaydı, hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu."
Savunmanın İnanılmaz Mantığı
Hüseyin K.'nin avukatı, müvekkilinin "haksız tahrik" altında olduğunu iddia etse de, mahkeme heyeti bu savunmayı pek ikna edici bulmadı. Zira olay yeri incelemeleri ve balistik raporlar, olayın soğukkanlılıkla işlendiğini gösteriyordu.
Duruşma sonrasında konuşan mağdur ailesinin avukatı, "Bir insan hayatı, bir su kavgasına kurban gitti. Sanığın savunması ise vicdanları sızlatıcı düzeyde" yorumunu yaptı.
Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bir sonraki duruşması iki ay sonra. Ancak o mahkeme salonunda yankılanan "bir ya da üç tane vurdum" sözleri, orada bulunan herkesin hafızasına kazınmış durumda. Komşuluk ilişkilerinin en basit sebeplerle nasıl trajediye dönüşebileceğinin acı bir kanıtı olarak...