
İstanbul'da gece yarısı yaşanan bir olay, tüyleri diken diken etti. Sıradan bir mesai gibi başlayan gece, bir taksi şoförü için son yolculuk oldu. Eyüpsultan'da, adeta bir korku filminden fırlamış gibi duran bir sokakta, sessizliği bozan tek şey polis sireniydi.
Olay, saatler gece yarısını gösterdiğinde meydana geldi. Bölgedeki güvenlik kameraları – belki de tanık olmak istemedikleri bir sahneyi kaydederken – her şeyi görüntüledi. Şüphelilerden biri, olay yerinden tüyler ürpertici bir soğukkanlılıkla uzaklaşırken, kameralar bu anları ölümsüzleştirdi.
Polis, kısa sürede harekete geçti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ekipleri, adeta bir bulmaca çözer gibi, delilleri bir araya getirmeye başladı. Kamera kayıtları, telefon sinalleri, tanık ifadeleri... Hepsi, bu karanlık tabloyu aydınlatmak için kullanıldı.
Ve nihayet, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte operasyon düzenlendi. Üç şüpheli, evlerinde – belki de hala uykunun o sıcak kucağındayken – polis tarafından gözaltına alındı. İşin en ürpertici yanı? Şüphelilerden birinin, olay yerinden uzaklaşırken güvenlik kamerasına takılmasıydı. Görüntüler, suçun ağırlığını hissettirmeden sıradan bir yürüyüş edasıyla... İnanılır gibi değil!
Gözaltına alınan bu üç kişi, şimdi emniyet yetkilileri tarafından sorgulanıyor. Savcılık, onlar için 'taksi şoförü cinayeti' suçlamasıyla işlem yapıyor. Adliyeye sevk edilmeleri beklenirken, İstanbul bir kez daha şiddetin soğuk yüzüyle sarsıldı.
Bu olay, sadece bir cinayetten ibaret değil aslında. Toplumun kanayan yarasına, güvenlik endişelerine ve insan hayatının kıymetini bir kez daha hatırlatan acı bir ders. Sokaklarımızda neler olup bittiğini, kimlerle yan yana yürüdüğümüzü sorgulatıyor insana. Cevabı olmayan sorularla baş başa bırakıyor.