
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi, bugünlerde yürekleri burkan bir trajediye tanıklık etti. İki minik yavrusunun annesi, hayat dolu Birgül Sönmez, acımasız bir kaderin kurbanı oldu. Kaybolduğu o ilk andan itibaren başlayan umut dolu arayış, ne yazık ki derin bir hüzne dönüştü.
Ailesi—oğlu ve kızı—son bir umutla her yere bakmıştı. Mahallelinin, arkadaşların, akrabaların desteği yetmemişti. Sonunda, acı gerçekle yüzleşmek zorunda kaldılar: Birgül'ün cansız bedeni, Çorlu'nun soğuk topraklarında bulundu.
Olay yerine gelen jandarma ekipleri, titizlikle inceleme yaptı. Bölge emniyet şeridine alındı, çevredekiler ifade verdi. Adli Tıp'tan gelen uzmanlar, ölüm nedenini netleştirmek için çalışmalara başladı. Kim bilir, belki de en zoru aileye bu haberi vermekti.
Birgül Sönmez, sadece bir 'kayıp' değildi. Bir anne, bir komşu, belki de en sevdiği yemekleri yapan bir dosttu. Onun yokluğu, geride kalanlar için derin bir boşluk bıraktı. Toplum olarak şunu bir kez daha anlıyoruz: Kayıplar sadece istatistik değil, hayatların paramparça oluşudur.
Şimdi sorular var cevaplanmayı bekleyen. Neden? Nasıl? Kim? Yetkililer, soruşturmayı en ince ayrıntısına kadar sürdürdüklerini belirtiyor. Ama o iki çocuk—annesiz kalan—sadece cevap değil, belki de hiç dile getiremeyecekleri bir özlemle baş başa kalacak.
Tekirdağ—normally bereketli topraklarıyla bilinen bu şehir—bugünlerde bir ailenin acısına ortak oluyor. Birgül'ün hatırası, belki de hepimizin daha dikkatli, daha duyarlı olması gerektiğini hatırlatacak.