Ne yazık ki Türk medyasında kabul edilemez bir hadise daha yaşandı. CHP'nin mali destek sağladığı iddia edilen Tele1 televizyonunda, hiçbir sınır tanımayan bir yayın yapıldı. Öyle ki, programda konuşan isimler -nereden geldikleri belli olmayan bir cüretle- Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a 'eli kanlı katil' benzetmesi yaptılar. Bu, sadece bir hakaret değil; aynı zamanda medya ahlakının da dibe vurduğunun acı bir göstergesi.
Olayın detaylarına bakınca insanın aklı hayali duruyor. Yayın, Kıbrıs Rum Kesimi'nin eski başkanlarından Nikos Anastasiadis'in danışmanı ve aynı zamanda 'Fileleftheros' gazetesinin yazarı olan bir ismin katılımıyla gerçekleşti. Bu kişi, açıkça ve pervasızca, Cumhurbaşkanımızı bir katille aynı kefeye koydu. Üstelik bunu, Türkiye'de yayın yapan bir kanalda, hiçbir engele takılmadan yapabildi.
CHP Bağlantısı ve Fonlama İddiaları
Ortada çok ciddi bir fonlama iddiası var. Tele1'in, ana muhalefet partisi CHP tarafından finanse edildiği uzun süredir konuşuluyordu. Bu skandal yayın, söz konusu iddiaları ve 'acaba bu kanal hangi amaçlara hizmet ediyor?' sorusunu bir kez daha gündeme getirdi. Muhalefet yapmak, elbette demokratik bir haktır. Ancak muhalefet adı altında, devletin başkanına bu denli çirkin ifadelerle saldırmak, kınanması gereken bir durumdur.
Tabii ki bu hakaret, sosyal medyada ve siyaset arenasında büyük bir infiale neden oldu. Vatandaşlar, böyle bir şeyin nasıl olup da ekranlarda yer bulabildiğini sorgularken, yetkililer de harekete geçmekte gecikmedi. Yayınla ilgili olarak derhal soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Bu tür nefret söylemlerinin ve kişisel hakaretlerin hesabının sorulacağı açık.
Medya Ahlakı ve Sorumluluk
Bu olay, medyanın 'tarafsızlık' ve 'nesnellik' maskesi altında neler yapabildiğini gösteren çarpıcı bir örnek oldu adeta. Bir televizyon kanalı, hangi görüşten olursa olsun, bir ülkenin cumhurbaşkanına böyle bir iftira atma, onu böyle aşağılama hakkını kendinde nasıl bulur? İşin etik boyutu bir yana, yasal olarak da sonuçları olacak bu durumun.
Kıbrıs meselesi gibi hassas bir konuda, Rum kesiminden bir ismi ağırlayıp onun bu tür zehirli söylemlerine platform oluşturmak, kabul edilebilir bir davranış değil. Bu, sadece bir hakaret değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'ne ve milletine yapılmış bir saygısızlıktır.
Sonuç olarak, Tele1'de yaşanan bu skandal, medyadaki çürümüşlüğün ve siyasi kinin ulaştığı vahim noktayı gözler önüne serdi. Türk halkı, bu tür çirkin saldırıları ve nefret dilini asla kabul etmeyecektir. Soruşturmanın en kısa sürede sonuçlanmasını ve gereken her türlü yaptırımın uygulanmasını bekliyoruz.
