Yazar Funda Demir Davasında Flaş Gelişme: Eski Eşini Bıçaklayarak Öldürmekten Müebbet Hapis Cezası!
Yazar Funda Demir'e Eski Eş Cinayetinden Müebbet Hapis

İstanbul'da yaşanan ve toplumun kanını donduran bir cinayet davasında nihayet karar çıktı. Yazar kimliğiyle tanınan Funda Demir, bir zamanlar hayatını paylaştığı eski eşi Hakan Yılmaz'ı soğukkanlılıkla öldürmekten suçlu bulundu. Müebbet hapis. Evet, yanlış duymadınız: ömür boyu hapis.

Olay, geçtiğimiz yılın kasvetli bir kasım akşamında, İstanbul'un göbeğinde, her şeyin normal göründüğü bir apartman dairesinde patlak vermişti. Kim derdi ki o sıradan kapının ardında, bir hayat sona erecek ve bir diğeri cezaevine uzanacak?

İhanet ve Öfke Kısır Döngüsü

Mahkeme sürecinde ortaya çıkanlarsa, adeta bir gerilim filminden fırlamış sahneler gibiydi. İddiaya göre Demir, Yılmaz ile telefon üzerinden yaşadığı tartışmanın ardından öyle bir öfkeye kapılmış ki, apar topar eski eşinin evinin yolunu tutmuş. Ve orada, belki de hayatının en karanlık anını yaşamış.

Silah olarak mutfak bıçağını seçmiş. Savunmasız bir insanı, hem de bir zamanlar sevdiği insanı, boğazından vurarak hayatına son vermiş. Neden? Gerçekten sadece bir tartışma mıydı buna sebep olan, yoksa altında yatan daha derin, daha karanlık hesaplar mı vardı? Mahkeme, bu soruların cevabını 'kasten öldürme' olarak verdi.

Mahkeme Salonundaki Çarpıcı Anlar

Duruşmalar sırasında Demir'in ifadeleri ve tavrı da oldukça dikkat çekiciydi. Kimi zaman pişmanlık ifade etti, kimi zaman ise olayı hafifletmeye çalışan açıklamalarda bulundu. Fakat savcılık, delillerin ve tanık ifadelerinin ortaya koyduğu üzere, bu eylemin 'haksız tahrik' kapsamına giremeyecek kadar ağır olduğunu savundu. Nitekim mahkeme heyeti de bu görüşe katıldı.

Hakim, kararı okurken salondaki herkes adeta nefesini tutmuştu. 'Müebbet hapis cezası' cümlesi dökülür dökülmez, bir anda her şey dondu. Demir'in yüz ifadesi ise tarifsizdi. Ardından, avukatının itiraz edeceğini ve kararı temyize götüreceklerini belirtmesiyle salonda yeniden bir hareketlilik yaşandı.

Peki, bu karar adaleti sağlayacak mı? Bir cana kıymanın bedeli gerçekten ömür boyu hapis mi olmalı? Tartışılır. Ama şu bir gerçek: o gece, o apartman dairesinde sonsuza dek sona eren bir hayat var. Ve ardında, parçalanmış aileler, travma geçiren çocuklar ve asla eskisi gibi olmayacak hayatlar bıraktı.

Bu karar, belki de topluma verilen bir mesaj aslında. Şiddetin, öfkenin, hele ki hayata kastedenlerin yanına kar kalmayacağının bir göstergesi. Geriye ise hepimizin üzerine düşünmesi gereken bir soru kalıyor: İnsan, sevdiği insana nasıl bunu yapar?