Özel Hastanede Korkunç Skandal! Yeni Doğan Bebekler Karıştırıldı - Aileler DNA Testi İstiyor
Özel Hastanede Bebek Karıştırma Skandalı!

İnanması güç ama gerçek: modern tıbbın göbeğinde, steril koridorların ardında, bir aile dramı yaşanıyor. Özel bir hastanede dünyaya gelen bebeklerin kimlikleri karışmış olabilir mi? İşte bu korkunç ihtimal, birden fazla ailenin hayatını kabusa çevirdi.

Olay, geçtiğimiz hafta sonunda patlak verdi. Aslında her şey normal başlamıştı - doğumlar rutin şekilde gerçekleşmiş, anneler bebeklerine kavuşmanın heyecanını yaşıyordu. Ta ki... ta ki bir anne, bebeğindeki bazı fiziksel özelliklerin kendisine ya da eşine benzemediğini fark edene kadar.

Şüpheler Büyüyor: "Bu Bebek Bize Benzemiyor!"

"İçim rahat değil" diyor bir anne, sesi titreyerek. "Bebeğimi ilk kucağıma aldığım anda hissettim bir tuhaflık. Göz rengi, ten tonu... hiçbir şey bize benzemiyordu. Önce doğumun şokuyla normal sandım, ama için için bir şüphe kemiriyordu içimi."

Diğer ailelerde de benzer endişeler baş gösterince, durumun vahameti anlaşıldı. Hastane personeli önce "doğal endişeler" diyerek geçiştirmeye çalışmış, ancak ailelerin ısrarı karşısında geri adım atmak zorunda kalmış.

Hastane Yönetimi Sessiz, Aileler Çaresiz

Ortalık karışınca hastane yönetimi ne yaptı dersiniz? Klasik: önce inkar, sonra sessizlik. Resmi açıklama yapmaktan kaçınan yetkililer, aileleri oyalama taktiğine başvurmuş. Oysa her dakikanın bu aileler için işkenceye dönüştüğünü göremiyorlar mı?

Bir baba anlatıyor: "Eşim her ağladığında 'acaba bu bizim bebeğimiz mi?' diye düşünmek psikolojimizi altüst ediyor. DNA testi yaptırmaktan başka çaremiz kalmadı."

DNA Testi: Gerçekler Ortaya Çıkacak mı?

Peki ya sonra? Aileler resmi olarak DNA testi talebinde bulunmuş durumda. Adli tıp uzmanları devreye girecek, kan örnekleri alınacak ve nihayetinde gerçek ortaya çıkacak. Ancak bu süreç haftalar sürebilir - hem de ailelerin belirsizlik ateşinde yandığı haftalar.

Hukukçulara göre, eğer iddialar doğru çıkarsa, hastane için ağır tazminat davaları kapıda. Hem de cezai sorumluluk... Ama parayla ödenmeyecek bir şey var: o ilk anların, o bağın kaybolması.

Sağlık Bakanlığı'nın konuya el atması beklenirken, özel hastanelerdeki protokol ve denetimler yeniden sorgulanıyor. Nasıl olur da böyle temel bir hata yapılır? Kim sorumlu tutulacak? Sorular çok, cevaplar yok.

Bu korkunç karmaşa, aslında hepimizin en derin korkularından birine dokunuyor: en savunmasız anımızda, en çok güvendiğimiz kurumların bize ihanet etme ihtimali. Umarım bu trajedi, Türkiye'deki doğum protokollerinin yeniden gözden geçirilmesi için bir dönüm noktası olur.