
Bir kız çocuğunun hayatı, belki de önlenebilir bir dizi talihsizlik yüzünden söndü. Zeynep’in öyküsü, içimizi acıtan o detaylarla dolu: bir sistemin çarkları arasında sıkışıp kalmış bir hayat.
Olay, geçtiğimiz hafta İstanbul’da yaşandı. 12 yaşındaki Zeynep, şiddetli baş ağrısı şikayetiyle ailesi tarafından hastaneye götürüldü. Ancak bu, beklenmedik bir trajedinin başlangıcı oldu.
‘Bekleme Odasında Can Verdi’ İddiası
Ailenin anlattıkları, tüyleri diken diken eden cinsten. "Doktorlar ‘basit bir migren’ deyip geçiştirdi," diyor babası, sesi titreyerek. "Üç saat beklettiler. Kızımın durumu kötüleştiğinde ise artık çok geçti."
Sağlık çalışanlarının ihmalkar davrandığı iddiaları, sosyal medyada infiale yol açtı. Öyle ki, bazı tanıklar, "Hemşirelerin Zeynep’le alay ettiğini duydum" gibi çarpıcı ifadeler kullandı.
Resmi Açıklama Tatmin Etmedi
İl Sağlık Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamada, "tüm prosedürlerin uygulandığı" belirtildi. Ancak aile avukatı, "Bu bir palavra!" diyerek tepki gösterdi. "MRI çekilseydi, beyin kanaması erkenden fark edilebilirdi."
Mahallede ise öfke giderek büyüyor. Komşular, "Bu çocuk hepimizin çocuğuydu" diyerek hastane önünde sessiz protesto düzenledi. Bir kadın, "Artık kimse güvende değil" diye ekliyor, gözleri dolmuş.
Adalet Nöbeti
Aile, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Baba, "Param yok ama hakkımı son nefesime kadar arayacağım" diyor. Anne ise çocuğunun odasında, "Melek resimlerinin arasında" ağlıyor.
Uzmanlar, bu tür vakaların "sistemsel bir problemi" işaret ettiğini söylüyor. Bir nörolog, "Türkiye’de acil servislerde triyaj eğitimi yetersiz" diye konuştu.
Bu hikaye, belki de yarın sizin başınıza gelecek. Düşünün: Siz o bekletme salonunda kendi çocuğunuzla otururken, birileri kahve içip gülüşüyor. İşte Zeynep’in trajedisi, tam da bu.