ABD tarihinin en ürkütücü ve çözülememiş iki cinayet dosyası olan Zodiac Katili ve Black Dahlia (Elizabeth Short) vakalarını birbirine bağlayan şok bir iddia ortaya atıldı. Yeni bir araştırma, on yıllardır korku kültürünün sembolü haline gelen bu iki karanlık olayın arkasında aynı failin olabileceğini öne sürüyor.
İki Karanlık Dosya Tek Bir Noktada Birleşiyor
Daily Mail gazetesinin haberine göre, bağımsız araştırmacılar tarafından yürütülen yeni bir çalışma, 1947'de vahşice öldürülen Elizabeth Short (Black Dahlia) ile 1960'lı ve 70'li yıllarda faaliyet gösteren Zodiac Katili'nin cinayetlerini aynı kişinin işlemiş olabileceğini iddia ediyor. İki dava da ABD'nin en meşhur faili meçhul dosyaları arasında yer alıyor ve onlarca yıldır çözülemedi.
Zodiac'ın Şifreli Mektupları Yapay Zeka ile Yeniden Çözümleniyor
Araştırmanın odak noktasını, Zodiac Katili'nin döneminde basına ve polise gönderdiği, bir kısmı hala çözülememiş şifreli mektuplar oluşturuyor. Çalışmada, bu gizemli mesajlar gelişmiş kriptografi teknikleri ve yapay zeka destekli analiz yöntemleri kullanılarak yeniden incelendi. Bu yeni teknolojik yaklaşım, şifrelerde daha önce fark edilmemiş bağlantıların veya Black Dahlia cinayetine işaret eden ipuçlarının olup olmadığını araştırıyor.
Elizabeth Short, 1947 yılında Los Angeles'ta vahşice öldürülmüş ve bedeni ikiye bölünmüş halde bulunmuştu. 'Black Dahlia' olarak anılan bu cinayet, Amerikan popüler kültüründe derin bir iz bıraktı. Zodiac Katili ise 1960'ların sonu ve 1970'lerin başında Kaliforniya'da seri cinayetler işleyerek, kurbanları ve kamuoyunu korku içinde bırakmış, kimliği asla tespit edilememişti.
Araştırma Sonuçları Ne Anlama Geliyor?
İddia doğrulanırsa, bu, Amerikan suç tarihinin en büyük gizemlerinden ikisini aynı anda çözmek anlamına gelebilir. İki vaka arasında coğrafi ve kronolojik bir mesafe olsa da (Black Dahlia 1947, Zodiac aktif dönemi 1968-69), araştırmacılar failin metodolojisi, bıraktığı izler veya psikolojik profil gibi unsurlarda ortaklıklar bulduklarını öne sürüyor. Ancak, resmi makamlar henüz bu iddiaları doğrulamış veya yorumlamış değil. Uzmanlar, bu tür tarihi vakalarda yeni teknolojilerin kullanımının önemli olduğunu, ancak iddiaların titizlikle ve resmi kanıtlarla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.
Sonuç olarak, onlarca yıldır karanlıkta kalan bu iki vaka, modern teknolojinin ışığında yeniden gündeme geldi. Yapay zeka ve kriptografi gibi araçlar, geçmişin bu korkunç sır perdesini aralamak için yeni bir umut olabilir. Dünya, araştırmacıların bu çarpıcı iddiayı ne kadar somut delillerle destekleyeceğini ve resmi soruşturmaları tetikleyip tetiklemeyeceğini merakla bekliyor.