Düşünün bir an - hava soğuk, sokaklar ıssız ve orada, bir battaniyeye sarılı, dünyadan bihaber minicik bir can... İnsanın yüreğini burkan, akıl alır gibi değil gerçekten. İzmir'in Bornova ilçesinde yaşanan bu olay, vicdanları derinden sarsacak türden.
Olay şöyle gelişmiş: Geçtiğimiz günlerde, saatlerin akşamüstüne doğru ilerlediği bir vakitte, sıradan bir sokağın köşesinde duran bir nesne dikkatleri çekmiş. Yaklaşan vatandaşlar, aslında o 'nesne'nin battaniyeye sarılı bir bebek olduğunu fark edince donakalmışlar. Hem de sadece iki aylık bir bebek!
Soğukta Tek Başına
Bebek, üzerinde sadece bir body ve bezle, incecik bir battaniyeye sarılı halde bulunmuş. Havanın soğuk olduğu düşünülürse, durumun ne kadar riskli olduğu ortada. Neyse ki çevredekiler hemen harekete geçmiş ve durumu polise bildirmişler.
Polis ekipleri olay yerine hızla ulaşmış. Bebeği hemen kontrol etmişler - Allah'tan hayati tehlikesi yokmuş. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Nasıl bir ruh haliyle, hangi duygularla bir anne ya da baba kendi evladını sokağa bırakabilir? Bu sorunun cevabını bulmak gerçekten zor.
Kurtarılış ve Güvenli Liman
Küçük bebek, olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından derhal hastaneye kaldırılmış. Burada yapılan muayenede sağlık durumunun iyi olduğu tespit edilmiş - en azından bu konuda içimiz biraz rahat ediyor. Fiziksel olarak iyi durumda olsa da, yaşadığı bu travmanın etkileri ne olur bilemiyoruz.
Şimdi bebek, İzmir'deki Çocuk Hakları Merkezi'nde koruma altına alınmış durumda. Sosyal servis yetkilileri, minik yavruyu sıcak bir yuvaya kavuşturmak için çalışmalara başlamış bile. Ama asıl merak edilen - ve bence hepimizin aklını kurcalayan - soru şu: Bu bebeğin ailesi kim ve neden böyle bir şey yaptı?
Araştırma Derinleşiyor
Polis, olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatmış durumda. Güvenlik kamerası kayıtları inceleniyor, çevredeki tanıklarla görüşmeler yapılıyor. Bebeği kimin, ne zaman, hangi koşullarda bıraktığı tespit edilmeye çalışılıyor. Bu tür vakalarda genellikle ailenin ekonomik sıkıntılar, psikolojik problemler ya da toplumsal baskılar nedeniyle bu yola başvurduğu görülüyor. Ama mazeret ne olursa olsun, bu davranışın kabul edilebilir bir yanı yok.
Aslında şunu unutmamak lazım - devletin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı '183 Sosyal Destek Hattı' var. Ayrıca bebekler için 'Bebek Kutuları' projesi de mevcut. Yani yardım alınabilecek onlarca resmi kurum ve sivil topluk örgütü varken, bu yönteme başvurmanın hiçbir açıklaması olamaz.
Bu olay, toplum olarak bir kez daha düşünmemiz gereken çok şey olduğunu gösterdi. Belki de komşularımıza, mahallemizdeki ailelere daha fazla kulak vermeliyiz. Kim bilir, belki yardım çağrılarını duymazdan geliyoruz da farkında değiliz.
Minik bebeğin artık güvende olduğunu bilmek içimizi bir nebze olsun rahatlatıyor. Umarız en kısa sürede sıcak bir yuva bulur ve bu kötü anıyı geride bırakarak mutlu bir çocukluk geçirir.