Eskişehir'de yaşanan olay, adeta insanın kanını donduruyor. Daha beş yaşında bir çocuk... Bir marketin rafları arasında oyun oynayacak yaştaki bu küçük çocuğa, hiç beklenmedik bir yerden, en güvendiği insanlardan biri tarafından korkunç bir şiddet uygulandı.
Olay, Tepebaşı ilçesinde bulunan bir süpermarkette meydana geldi. Güvenlik kameraları, o anları saniye saniye kaydetti - ve kayıtlar öyle şeyler gösteriyor ki, izleyenler gözlerine inanamıyor. Küçük çocuk markette dolaşırken, babası olduğu iddia edilen kişi aniden öfkeyle çocuğa yöneldi. Önce bir tokat, ardından yumruklar... Çocuğun savunmasız halde yere düşmesi yetmiyormuş gibi, üzerine yürüyerek şiddeti sürdürdü.
Göz Göre Göre İşlenen Vahşet
İnsan ister istemez düşünüyor: Nasıl olur da bir baba kendi evladına bu kadar acımasızca davranabilir? Market çalışanları ve müşteriler olay karşısında donup kaldı. Kimi müdahale etmeye çalıştı, kimi ise yaşadığı şokla ne yapacağını bilemedi. O esnada markette bulunanların ifadeleri, yaşanan vahşetin boyutunu gözler önüne seriyor.
Şiddetin dozu öyle artmış ki, çocuğun çığlıkları marketin dışından bile duyulur hale gelmiş. İnsanın içi acıyor gerçekten - daha oyun çağındaki bir çocuk, en güvende hissetmesi gereken yerde bu kadar korkunç bir muameleye maruz kalıyor.
Baba Gözaltında, Çocuk Güvende
Olayın ardından hızla harekete geçen kolluk kuvvetleri, çocuğa şiddet uyguladığı iddia edilen babayı gözaltına aldı. Şu an soruşturma devam ediyor ve adamın ifadeleri alınıyor. Küçük çocuk ise sağlık kontrolünden geçirildi - hem fiziksel hem de psikolojik travmanın etkileri değerlendiriliyor.
Yetkililer, çocuğun güvende olduğunu ve gerekli tüm desteği aldığını belirtiyor. Ama şu soru akıllardan çıkmıyor: Bu tür olayların önüne nasıl geçebiliriz? Çocuklarımızı nasıl daha iyi koruyabiliriz?
Eskişehir'de yaşanan bu acı olay, aslında toplum olarak hepimizin yüzleşmesi gereken çok daha büyük bir sorunun sadece görünen yüzü. Uzmanlar, aile içi şiddetin özellikle pandemi sonrası dönemde arttığına dikkat çekiyor - ekonomik sıkıntılar, psikolojik baskılar maalesef en masumları vuruyor.
Bu korkunç olayın bir daha yaşanmaması için hepimize görev düşüyor. Komşularımıza, akrabalarımıza duyarlı olmak, şüpheli durumlarda sessiz kalmamak... Belki de en önemlisi, çocukların güvenliği için daha fazla çaba göstermek.
