İnanılması güç bir dolandırıcılık hikayesi daha gün yüzüne çıktı. Bu seferki, neredeyse bir senaryoyu andıran karmaşıklıkta ve tam 6 milyon TL'lik bir vurgunla sonuçlanmış.
Olayın merkezinde, kendilerini belediyelere araç kiralama işi yapan başarılı girişimciler olarak tanıtan iki kardeş var. Yıllardır tanıdıkları, güvendikleri insanlara 'Bizimle çalışın, paranız katlansın' vaadiyle yaklaşmışlar. Kim direnebilirdi ki böyle bir teklife?
Güven Sömürüsü
İşin ilginç yanı, bu ikilinin tamamen sahte belgeler ve hayali projelerle insanları nasıl kandırdığı. Belediyelerle sözde yapılmış anlaşmalar, resmi görünümlü evraklar, hatta bazen telefon görüşmeleri... Her detay özenle planlanmış.
Bir mağdur anlatıyor: 'Yıllardır tanıdığımız insanlardı. Hiç şüphe duymadık. Hatta ilk aylarda küçük kazançlar bile elde ettik. Bu da güvenimizi artırdı tabii.'
Balık Tutma Yöntemi
Öyle ki, klasik saadet zinciri yöntemini andıran bir sistem kurmuşlar. İlk yatırımcılara küçük kazançlar sağlayarak onları yem olarak kullanmışlar. Sonra bu 'memnun müşteriler' vasıtasıyla daha büyük balıkları ağlarına düşürmüşler.
Fakat her iyi planın bir sonu var. Şikayetler birikmeye, soru işaretleri büyümeye başlayınca karton kale yıkılmakta gecikmemiş.
Adaletin Tokadı
Savcılık soruşturması derinleştikçe, ortaya çıkan tablo gerçekten şaşırtıcı. 6 milyon TL'lik devasa bir miktar, onlarca mağdur ve karmaşık bir dolandırıcılık ağı.
Nihayetinde, 'abi-kardeş' olarak anılan zanlılar hakkında tutuklama kararı çıkmış. Mahkeme, delillerin ağırlığını görünce onları cezaevine göndermekte tereddüt etmemiş.
Bu olay, güven duygusunun ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlattı. İnsanların para kazanma hırsının nasıl sömürülebileceğini gösterdi. Ve en önemlisi, her parlak teklifin altının doldurulması gerektiğini...
Uzmanlar uyarıyor: 'Yüksek getiri vaat eden her teklife temkinli yaklaşın. Resmi kurumlarla yapıldığı iddia edilen anlaşmaları mutlaka teyit edin.' Belki de en değerli ders bu: Güven kazanmak yıllar alır, kaybetmek ise bir anda olur.
