Define ve Evrak Dolandırıcılığında Büyük Operasyon: 19 Kişi Tutuklandı!
Define dolandırıcılığına 19 tutuklama

Güneş doğmadan önce, sekiz farklı şehirde sessizlik hakimdi. Tam o sırada, yüzlerce polis ekip aracı adeta bir senaryonun final sahnesi gibi hareket etmeye başladı. Hedef? Vatandaşları 'define bulma' hayaliyle milyonlarca lira dolandıran organize bir suç şebekesi.

Operasyon öyle basit bir baskın değildi. Aylar süren teknik ve fiziki takip sonucunda, çetenin tüm iletişim ağı çözülmüş, suç delilleri tek tek toplanmıştı. Sabahın erken saatlerinde kapılar birer birer açıldı.

Nasıl Çalışıyorlardı?

Bu dolandırıcılık yöntemi gerçekten akıl almaz bir yaratıcılık gerektiriyor - tabii kötü niyetle kullanılan bir yaratıcılık. Önce kurbanlar belirleniyor, genellikle emekliler veya maddi durumu orta düzeydeki vatandaşlar hedef alınıyordu. Sonra?

  • Sahte define haritaları hazırlanıyor - öyle inandırıcı ki, gerçekten define avcılarını bile kandırabilir
  • Eski tarzda yazılmış mektuplar ve belgeler oluşturuluyor
  • Kurbanlara 'aile sırrı' veya 'kayıp hazine' hikayeleri anlatılıyor
  • En kritik nokta: sahte tapu ve resmi evraklar

Bir tanesi anlatıyordu: "Bana dedemin dedesinden kalan bir harita gösterdiler. Öyle gerçek görünüyordu ki... Neredeyse emekli ikramiyemin tamamını vermek üzereydim." Neyse ki vermemiş.

Operasyonun Detayları

Emniyetin siber suçlar ve organize suçlarla mücadele ekipleri, neredeyse dört aydır bu çetenin peşindeydi. İstanbul merkezli ama Türkiye'nin dört bir yanına yayılmış bu şebeke, modern teknolojiyle geleneksel dolandırıcılık yöntemlerini birleştirmişti.

Şüphelilerin kullandığı 17 adrese aynı anda baskın düzenlendi. Evlerde, ofislerde yapılan aramalarda:

  1. Sahte mühürler ve resmi damgalar
  2. Onlarca sahte define haritası
  3. Bilgisayarlar ve dijital deliller
  4. Yüklü miktarda nakit para
  5. Kurbanlardan alınan çekler ve senetler

Bulundu. Aslında bu kadar organize olmaları şaşırtıcı değil mi? Yani, bu kadar emek ve yaratıcılığı yasal işlerde kullansalar kesinlikle başarılı olurlardı.

Kurbanlar Ne Diyor?

Mağdurlardan biri, ki kendisi emekli bir öğretmen, olanları şöyle anlatıyor: "Bana 'Sultan'ın kayıp hazinesi'nden bahsettiler. Önce inanmadım tabii, ama o kadar profesyonelce hazırlanmış belgeler gösterdiler ki... Neredeyse inanacaktım. Sonra içimde bir his, durup polisi aramamı söyledi." İyi ki de dinlemiş.

Başka bir mağdur ise tam 150 bin lira kaybetmiş. "Paranın peşinde koşarken, aslında kendi paramı kaybettim" diyor üzüntüyle. "Bu insanların yaptığı affedilir gibi değil."

Operasyon sonucunda gözaltına alınan 33 şüpheliden 19'u tutuklanarak cezaevine gönderildi. Geri kalanlar ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı - yani bir nevi 'denetimli serbestlik' diyebiliriz.

Savcılık, organize suç örgütü kurmak, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından soruşturmayı derinleştiriyor. Görünüşe göre bu çete için hapis kapıları sonuna kadar açılmış durumda.

Peki ders? Belki de şu: Gökten hazine düşecekse, bunu size anlatan kişiye değil, resmi kurumlara danışın. Çünkü gerçek hazineler genellikle bu tür süslü hikayelerle gelmiyor.