
İnanılması güç ama gerçek: bir grup dolandırıcı, hac ve umre hayali kuran masum vatandaşların umutlarını sömürdükten sonra, topladıkları paralarla birlikte buharlaşıp gitti. Adeta bir kurgu filminden fırlamış gibi duran bu olay, aslında acı bir gerçeğin ta kendisi.
Nasıl mı oldu?
Şüpheliler, sosyal medya ve çeşitli platformlarda "garantili hac ve umre organizasyonları" vaat eden sahte ilanlar yayınladılar. İnananların sayısı hiç de az değildi — özellikle de bu kutsal yolculuğu yapmak için yıllardır biriktirenler arasında.
İşin ilginç yanı? Sistem o kadar iyi kurgulanmıştı ki:
- Profesyonel görünümlü web siteleri
- Sahte referanslar ve düzenlenmiş fotoğraflar
- Hatta bazen yüz yüze görüşmeler bile yapılıyordu
Sonra ne mi oldu? Tabii ki klasik dolandırıcılık senaryosu: paralar toplandı, vaat edilen tarihler geçti, ve bir de baktılar ki ne acenteleri kalmış ne de şüphelilerin izi!
Mağdurlar ne diyor?
Ortalık feryat figan. "Bütün birikimim gitti" diyenler, "emekli maaşımdan artırdığım parayı kaptırdım" diye ağlayanlar... Durum gerçekten içler acısı. En az 50 kişinin bu tuzağa düştüğü tahmin ediliyor — ve bu sadece şimdilik.
Polis kaynakları, operasyonun genişleyebileceğini ve daha fazla mağdurun ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Zira bu tür dolandırıcılık vakalarında, insanların utandığı için şikayette bulunmaktan çekindiği de bir gerçek.
Peki ne yapmalı?
Uzmanlar uyarıyor: "Resmi olmayan kanallardan asla ödeme yapmayın!" Gerçek bir hac veya umre acentasının mutlaka TURSAB belgesi olması gerekiyor. Ayrıca:
- Ön araştırma yapın — internette şikayet var mı diye kontrol edin
- Yüklü miktarda peşin ödeme talep edenlere şüpheyle yaklaşın
- Tanıdık tavsiyesi dışında hareket etmeyin
Bu olay, aslında hepimizin dikkat etmesi gereken bir konuyu bir kez daha hatırlattı: dinimizin kutsal saydığı değerleri sömürmeye çalışanlar her zaman olacak. Bize düşen, hem duygularımızla hem de cüzdanımızla oynanmasına izin vermemek.