İstanbul'da 13. İcra Dairesi'nde Dev Operasyon! 120'den Fazla Gözaltı Kararı
İstanbul'da İcra Dairesi Operasyonu: 120+ Gözaltı

İstanbul'da adeta bir deprem etkisi yaratan operasyonla sabahın erken saatleri hareketlendi. 13. İcra Dairesi'nde gerçekleştirilen bu kapsamlı operasyon, adliye koridorlarında şaşkınlık ve heyecan yarattı.

Neredeyse 120'yi aşkın kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldığını duyduğumda, ilk tepkim "Bu kadar çok mu?" oldu. Gerçekten inanması güç bir sayıyla karşı karşıyayız. Operasyonun merkezinde ise icra dosyalarına yönelik sahte belge düzenleme ve dolandırıcılık suçlamaları yer alıyor.

Sabahın İlk Işıklarıyla Başlayan Operasyon

Güneş daha yeni doğarken, emniyet güçleri İstanbul'un farklı noktalarında eş zamanlı operasyonlara başladı. Ev kapıları çalındı, iş yerlerine baskınlar düzenlendi. Gözaltına alınan şüphelilerin arasında -inanması güç ama- avukatlar ve hukuk çalışanları da bulunuyor.

Olayın en çarpıcı yanı, icra dairelerinde yıllardır süregelen bir düzenin sorgulanıyor olması. Bir düşünün - icra dosyaları üzerinden yürütülen bu organize faaliyet, aslında hepimizin güvendiği adli sistemin içinde gerçekleşmiş.

Sahte Senet ve Belgelerle Yürütülen Sistem

Operasyonun odak noktasında, sahte senetler ve resmi belgelerle yürütülen dolandırıcılık faaliyetleri yer alıyor. Şüphelilerin, icra dosyalarına yönelik olarak:

  • Sahte alacak senetleri düzenlediği
  • Gerçek dosyaları manipüle ettiği
  • Adli süreçleri yanıltıcı belgelerle yönlendirdiği
  • Masum vatandaşları mağdur ettiği

iddia ediliyor. Bu kadar organize bir şekilde yürütülen bu faaliyetler, aslında hukuk sistemimizin içinde ne tür sızıntılar olabileceğini gözler önüne seriyor.

İstanbul Adliyesi'nde bugün olağanüstü bir hareketlilik yaşanıyor. Koridorlarda fısıltılar dolaşıyor, herkes bu operasyonun boyutlarını anlamaya çalışıyor. Ben şahsen, bu kadar büyük çaplı bir operasyonun adliye içinden çıkmasının, aslında sistemin kendi kendini temizleme çabası olduğunu düşünüyorum.

Operasyonun Ardındaki İddialar

Emniyet kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre, operasyon aylar süren teknik ve fiziki takibin sonucunda gerçekleştirilmiş. Şüphelilerin, organize bir şekilde çalıştığı ve icra dosyalarını adeta bir "gelir kapısı" olarak gördükleri öne sürülüyor.

Peki nasıl yapıyorlardı bu işi? Görünüşe göre, gerçek icra dosyalarının arasına sahte belgeler ekleyerek veya var olan dosyaları manipüle ederek sistemdeki boşluklardan faydalanıyorlarmış. Oldukça karmaşık ve detaylı bir yöntemle çalıştıkları anlaşılıyor.

Operasyonun henüz erken saatlerinde olmamıza rağmen, gözaltına alınan kişi sayısının artması bekleniyor. Emniyet yetkilileri, "zincirin diğer halkalarını" da bulmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Bu operasyon bana şunu düşündürdü: Bazen en güvendiğimiz kurumların içinde bile, sistemin işleyişini sabote edebilecek yapılanmalar oluşabiliyor. Ancak bu tür operasyonlar, aslında denetim mekanizmalarının işlediğinin de bir göstergesi.

İstanbul'da adliye çevrelerinde bu operasyonun uzun süre konuşulacağı kesin. Belki de bu, benzeri faaliyetlerde bulunanlar için bir uyarı niteliği taşıyordur - artık eski sistemler işlemiyor, denetimler daha sıkı.