Güneşli bir öğle sonrası, Bahçelievler'in işlek caddelerinden birinde sıradan bir gün yaşanıyor gibiydi. Ta ki, o ana kadar. Bir kuyumcu dükkanında, hiç kimsenin beklemediği bir anda, inanılmaz bir soygun gerçekleşti.
Olay, gözlerinizi kırptığınız süreden daha kısa bir zamanda oldu. Adam – sakin, kendinden emin – dükkana girdi. Normal bir müşteri gibi davranıyordu, hatta belki de öyleydi. Ama niyeti çok farklıydı.
Güvenlik kameraları, her şeyi kaydediyordu. Görüntülerde, adamın tezgahın üzerinde duran pırıl pırıl altın kolyeye nasıl gözünü diktiği açıkça belli oluyor. Değeri tam 160 bin Türk Lirası! Öylece duruyor, sanki onu almaya gelmiş gibi.
Saniyeler İçinde Kaybolan Değer
İşte o an. Kasiyer sırtını döndü, belki birkaç saniyeliğine. Ama o birkaç saniye, hırsız için yetti de arttı bile. Uzattığı el, kolyeyi kapıverdi. Hiç tereddüt etmedi, hiç duraksamadı. Adeta bir hayalet gibi, geldiği gibi sessizce kayboldu.
Ortalık yine sakin. Ama artık bir şey eksik. Hem dükkandan, hem de mağdur olan işletme sahibinin yüreğinden bir parça alıp götürmüştü. Ne alarm çaldı, ne de bir kargaşa yaşandı. Her şey o kadar hızlı ve ustaca oldu ki...
Polis ekipleri olay yerine geldiğinde, yapacak pek bir şey yoktu. Güvenlik kamerası kayıtları incelemeye alındı tabii. Görüntülerdeki adamın kim olduğu, nasıl bir planla hareket ettiği araştırılıyor. Ama şu an için somut bir ipucu yok. En azından, halka açıklanmış değil.
"Gözümüzü Açık Tutmalıyız"
Olayın ardından esnaf ve vatandaşlarda bir tedirginlik havası oluştu. Özellikle değerli eşya satan işletmeler, bir kez daha güvenlik önlemlerini gözden geçirme ihtiyacı hissetti. Çünkü böyle profesyonelce işlenen suçlar, herkesin kapısını çalabilir.
Sonuç olarak, Bahçelievler'de yaşanan bu cesur soygun, aslında hepimize bir uyarı. Görünüşe aldanmamak gerektiğini, en sıradan anların bile nasıl bir suça sahne olabileceğini hatırlattı. Polis soruşturması devam ederken, hırsızın en kısa sürede bulunup adalete teslim edilmesi bekleniyor.
