Washington'dan gelen bu haber adeta diplomatik bir bomba etkisi yarattı. ABD, Kolombiya'nın solcu Devlet Başkanı Gustavo Petro'yu resmen "uyuşturucu kaçakçısı" ilan etti - evet, yanlış duymadınız, bir devlet başkanına yönelik inanılması güç bir suçlama bu.
Olayın perde arkası şaşırtıcı: ABD Dışişleri Bakanlığı, Petro'nun kardeşi Juan Fernando Petro'yu da bu iddianın içine katarak, her iki ismi de uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı oldukları gerekçesiyle yaptırım listesine ekledi. Bu karar, iki ülke arasındaki diplomatik krizi tam anlamıyla alevlendirdi.
İlişkiler Gerilirken
Kolombiya ile ABD arasındaki gerilim aslında yeni değil. Petro'nun seçilmesiyle birlikte Washington-Bogota hattı giderek geriliyordu zaten. Ama bu son hamle - vay canına - işleri tamamen farklı bir boyuta taşıdı.
ABD'li yetkililer, bu kararın arkasında "ulusal güvenlik ve dış politika hedefleri" olduğunu iddia ediyor. Fakat Kolombiya tarafından gelen tepkiler oldukça sert. Sanki birisi arı kovanına çomak sokmuş gibi - herkes ayağa kalktı!
Petro'dan Sert Tepki
Kolombiya Devlet Başkanı bu suçlamalara hiç de sakin kalmadı. Açıklamasındaki üslup gerçekten çarpıcıydı: "Bu, Kolombiya halkına ve demokrasimize yönelik bir hakaretten başka bir şey değil" dedi ve ekledi: "ABD'nin bu kararı, ülkemizin egemenliğine yönelik kabul edilemez bir müdahaledir."
Petro'nun sözleri arasındaki öfke hissediliyordu adeta. "Biz Kolombiya halkı olarak, hiçbir ülkenin bize nasıl yöneteceğimizi dikte etmesine izin vermeyeceğiz" ifadeleri, ilişkilerin ne kadar gergin olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu arada - küçük bir detay daha - ABD'nin yaptırımları sadece isim listesiyle sınırlı değil. Petro'nun kardeşinin de aralarında bulunduğu 13 Kolombiyalı iş insanı ve şirket, bu karardan nasibini aldı.
Sonuçlar ve Etkiler
Peki ya bundan sonra ne olacak? Bu hamle, iki ülke arasındaki işbirliği programlarını nasıl etkileyecek? Uyuşturucuyla mücadele çabaları bundan nasıl etkilenecek? Tüm bu sorular havada uçuşuyor.
Kolombiya Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması ise oldukça net: "Bu kararı şiddetle kınıyoruz ve derhal geri çekilmesini talep ediyoruz." ABD'nin bu hamlesinin uluslararası diplomaside yaratacağı dalgalar ise henüz tam olarak belli değil.
Bir devlet başkanının "uyuşturucu kaçakçısı" olarak etiketlenmesi - bu gerçekten de uluslararası ilişkilerde pek sık rastlanan bir durum değil. İki ülke arasındaki bu kriz, Latin Amerika'daki ABD etkisinin geleceği açısından da oldukça kritik öneme sahip görünüyor.
