Gökyüzünde yıldızların parladığı o sıradan bir geceydi, ta ki yerin altından gelen o tanıdık uğultu her şeyi değiştirene kadar... 7 Ağustos 2025 akşam saatlerinde, birdenbire, Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki vatandaşlarımız yataklarında, iş yerlerinde ya da sokaklarda kendilerini bir anda sallanan bir zeminde buldular.
İşte O Korkutan Rakamlar
AFAD'ın açıkladığı verilere göre, saat 21:37'de merkez üssü Ege Denizi olan 4.8 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Kandilli ise bu sarsıntıyı 5.1 olarak revize etti - ki bu fark her zaman olduğu gibi vatandaşların kafasını karıştırmayı başardı. İzmir, Aydın ve Muğla'da hafif şiddette hissedilen deprem, özellikle Bodrum'da tatil yapanları gece vakti telaşa düşürdü.
Bir diğer sarsıntı ise saat 23:15'te Van'ın Çaldıran ilçesinde meydana geldi. 3.9'luk bu deprem, bölge halkının hâlâ taze olan 2011 depreminin acılarını hatırlamasına neden oldu. "Yine mi?" sorusu dudaklardan dökülürken, uzmanlar bunun artçı şok olmadığını, bağımsız bir tektonik hareket olduğunu belirtti.
Uzmanlardan Kritik Uyarılar
Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada: "Marmara'da beklenen büyük deprem konusunda uyarılarımız sürüyor. Bugünkü Ege'deki hareketlilik farklı bir fay hattında gerçekleşti ancak bu, İstanbul'da rahat nefes alabileceğimiz anlamına gelmiyor" diyerek herkesi tedbirli olmaya çağırdı.
Depremzedelerle dayanışma çağrıları yapan AFAD ekipleri, özellikle gece saatlerinde vatandaşları sakin olmaya ve resmi açıklamalar dışındaki bilgilere itibar etmemeye davet etti. Sosyal medyada hızla yayılan "büyük deprem" iddialarına ise itibar edilmemesi konusunda uyarılar yapıldı.
Peki Ya Yarın?
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün açıklamasına göre, depremin ardından bölgede hava sıcaklıklarının mevsim normallerinde seyredeceği belirtildi. Ancak uzmanlar, psikolojik olarak etkilenen vatandaşlar için ruhsal destek hatlarının aktif olduğunu duyurdu.
Şimdi herkesin aklındaki soru: Bu sarsıntılar daha büyük bir depremin habercisi mi? Uzmanlar bu konuda net konuşmaktan kaçınıyor: "Depremleri önceden bilmek mümkün değil, hazırlıklı olmak ise her zaman mümkün" diyerek asıl önemli olanın bina güvenliği ve acil durum planları olduğunu vurguluyorlar.
