
Güneydoğu’nun yakıcı sıcağında serinlemek isteyen gençlerin başına gelen bu trajedi, yürekleri dağladı. Zafer ve kuzenleri, çaresizliğin ve şanssızlığın birleştiği o anın kurbanı oldular.
Zafer, belki de içine doğan bir hisle, son dakikalarda telefonunu çıkarıp bir fotoğraf çekmiş. Gülümsüyordu – öylece, hayat dolu. Arkadaşına attığı o son mesaj, şimdi bir veda gibi duruyor. "Bak ne güzel gün," yazmıştı. O gün, gerçekten de dışarıdan bakınca güzeldi belki. Ama kaderin cilvesi mi demeli, yoksa tedbirsizliğin bedeli mi?
Sudaki O Korkunç Dans
Çayın durgun görünen suları aldatıcı çıktı. Birden açılan girdap, üç gencin hayatını bir anda yuttu. Komşuların çığlıkları yetişemedi – su, acımasızdı o an. İnsan ise çaresiz.
Zafer’in son fotoğrafındaki gülümseme, ailesinin gözünde şimdi bir işkence gibi. "Keşke gitmeseydi," diyor baba, sesi kısılmış. "Ama kim bilebilirdi ki?"
Uzmanlar Uyarıyor: "Göründüğü Kadar Masum Değil"
Yaz aylarında artan bu tür vakalara dikkat çeken cankurtaranlar, "Suyun çağırdığı yere gitmeyin," diyor. Özellikle de:
- Bilinmeyen sularda yüzmeyin
- Akıntıya kapılırsanız panik yapmayın
- Kurtarma ekipmanı olmadan suya atlamayın
Zafer’in hikayesi, aslında hepimizin başına gelebilecek o "bir anlık" hataların nelere mal olabileceğini gösteriyor. O fotoğraf, şimdi bir mezar taşından farksız.