Göz açıp kapayıncaya kadar... O an her şey normal görünüyordu belki de. Ta ki Gebze'deki o 6 katlı binanın içten içe çöküş sinyalleri vermeye başlayana kadar. İnsan hayatının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlatan o korkunç sahne, dün akşamüstü saatlerinde yaşandı.
Bina adeta bir kart ev gibi yığıldı yere. Çıkan toz bulutu gökyüzünü kaplarken, civardaki diğer binalarda oturanlar ne olduğunu anlamakta güçlük çektiler. İlk şok atlatıldıktan sonra herkes telefona sarıldı - acil durum ekiplerini aramak için.
Yardım Eli Hızla Ulaştı
Olay yerine ilk ulaşan ekiplerin yüz ifadeleri her şeyi anlatıyordu aslında. Gördükleri manzara karşısında şoktaydılar ama mesleklerinin gereğini yapmaya hazırdılar. İtfaiye, ambulans, polis - hepsi koordineli bir şekilde çalışmaya başladı. Adeta bir saat gibi işliyorlardı, her saniyenin önemi vardı çünkü.
Enkazın altından ses geliyor mu? Bu herkesin aklındaki tek soruydu. Kurtarma ekipleri en hassas ekipmanlarıyla taramalara başladı bile. Her bir moloz parçası özenle kaldırılıyor, her bir beton blok dikkatle inceleniyor.
Bölge Sakinleri Derinden Sarsıldı
Komşularının evlerinde olup biteni izlemek zorunda kalan bölge sakinleri ise hâlâ olanları sindiremiyor. "Daha dün selamlaştığım insanlar" diyor bir tanesi, sesi titreyerek. Bir diğeri pencere kenarında oturmuş, gözleri dolu dolu, olup biteni izliyor.
Bu tür olaylar insana şunu hatırlatıyor: Hayat gerçekten bir anda değişebiliyor. O yüzden belki de her anın kıymetini bilmek gerekiyor. Şu an için en önemli şey ise enkaz altında kalanlara ulaşmak ve bu trajedinin boyutlarını anlamak.
Kurtarma çalışmaları gece boyunca aralıksız sürecek. Ekiplerin azmi ve kararlılığı görülmeye değer - tükenmişlik nedir bilmeden çalışıyorlar. Umutla bekliyoruz, dualarımız onlarla...