Gökyüzüne uzanan devasa bir canavar gibiydi adeta. Kartal'da sıradan bir çalışma günü, bir anda kabusa dönüştü. Öyle sessiz sedasız başlamadı tabii - önce metalik bir gıcırtı, sonra o korkunç çatırtı sesleri...
İnsan aklının alamayacağı kadar büyük bir kule vinç, sanki yerçekimine meydan okuyamayacağını anlamışçasına, tüm ihtişamıyla yıkıldı. Aşağıya değil, tam yanındaki binanın üzerine! Görenlerin donup kaldığı o anlarda, zaman adeta durdu.
O Anları Yaşayanlar Anlatıyor
"Daha dün o vinç oradaydı," diyor bölge sakinlerinden biri, sesi titreyerek. "Kim bilebilirdi ki böyle bir şey olacağını? Bir anda gök gürültüsü gibi bir ses duyduk, sonra her yer toz duman oldu."
Olay yerine ilk ulaşan itfaiye ekipleri, gerçekten zorlu bir enkaz altında çalışmak zorunda kaldı. Vinç o kadar büyüktü ki, binanın neredeyse yarısını metal yığını altında bırakmıştı. Acil durum ekipleri, enkaz altında kimse kalıp kalmadığını kontrol etmek için hummalı bir çalışma başlattı.
Yetkililerden Açıklama
Sanıyorum ki bu tür kazalar, hepimizin aklına aynı soruyu getiriyor: Bu nasıl oldu? Yetkililerin ön açıklamalarına bakılırsa, vincin temel desteğinde bir sorun olduğu düşünülüyor. Belki de zemin yeterince sağlam değildi, kim bilir?
İşin ilginç yanı, bina o sırada aktif olarak kullanılıyordu. İçeride insanların olması işten bile değildi. Neyse ki -Allah'tan büyük bir lütuf- ciddi bir yaralanma bildirilmedi. Küçük çaplı yaralanmalar olsa da, durum çok daha kötü olabilirdi.
Peki Ya Sonrası?
Bölge güvenlik nedeniyle kordon altına alındı. Vinç enkazının kaldırılması için özel ekipmanlar çağrıldı - bu da saatler, belki de günler sürecek bir operasyon demek.
Şu an için en büyük endişe, binanın yapısal bütünlüğünün ne durumda olduğu. Mühendisler detaylı incelemeler yapıyor, çünkü böyle bir darbe, binanın taşıyıcı sisteminde görünmeyen hasarlar bırakmış olabilir.
Bu olay, inşaat sektöründeki güvenlik önlemlerini bir kez daha sorgulamamıza neden oldu. Devasa makinelerle çalışırken, küçük bir hata nasıl bu kadar büyük sonuçlar doğurabiliyor? Belki de bu kaza, hepimiz için bir uyanma çağrısıdır.