Mersin'de sabahın erken saatleri... Gün henüz ağarmaya başlarken, kentte farklı bir hareketlilik vardı. Emniyet ve jandarma ekipleri, öğrencilerin can güvenliğini tehlikeye atabilecek her türlü riski bertaraf etmek için yollara dökülmüştü. Adeta dev bir operasyonla, okul servis araçları tek tek denetimden geçirildi.
Kimileri için sıradan bir trafik kontrolü gibi görünse de, aslında olan biten çok daha ciddiydi. Çünkü bu denetimler, geleceğimiz olan çocuklarımızın güvenliğiyle direkt olarak alakalıydı. Ekipler, gerçekten de her ayrıntıya odaklandı. Sürücülerin belgeleri mi? Kontrol. Araçların teknik donanımı ve fiziksel durumu mu? Kontrol. Rehber personel var mı, yok mu? Bir kez daha kontrol.
Eksiklikler ve Uygunsuzluklar Tespit Edildi
Yapılan denetimler –ne yazık ki– bazı olumsuzlukları da gözler önüne serdi. Kimi servislerde rehber personel bulunmuyordu, bu büyük bir eksiklikti. Bazı araçlardaki teknik ve fiziki uygunsuzluklar ise içler acısıydı. İnanın, görseniz içiniz cız eder. Emniyet yetkilileri, tüm bu tespit edilen eksiklikler ve uygunsuzluklar için gerekli idari işlemleri anında başlattı. Hiç vakit kaybetmeden.
"Amacımız Tamamen Önlem Almak"
Peki ya sonra? Yetkililer, bu tarz denetimlerin –asla– tek seferlik bir operasyon olmadığının altını özellikle çizdi. Aksine, eğitim-öğretim dönemi boyunca düzenli ve sık aralıklarla devam edecekmiş. Ana hedef, elbette ki proaktif bir yaklaşımla olası kazaların ve can kayıplarının önüne geçebilmek. Yani mesele, ceza kesmek değil; tam tersine, güvenli bir taşıma hizmeti sunabilmek.
Velilere de bu noktada büyük iş düşüyor aslında. Çocuklarını emanet ettikleri servisleri ve sürücüleri mutlaka ama mutlaka sorgulamalı, denetlemeli ve herhangi bir olumsuzluk karşısında hiç çekinmeden ilgili birimlere bildirmeliler. Unutmayalım, güvenlik her şeyden önce gelir.
