Marmara Denizi'nde meydana gelen son deprem, uzmanların gözlerini yeniden bu kritik bölgeye çevirmesine neden oldu. Jeolog Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, konuyla ilgili yaptığı açıklamalarla adeta bomba etkisi yarattı.
"Deprem bitti demedim ki!" diye haykırıyor Üşümezsoy, sanki yanlış anlaşılmalara karşı sesini duyurmaya çalışırcasına. Aslında olan biteni anlamak için biraz jeoloji bilgisi gerekiyor tabii.
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Gizemi
Şu meşhur Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmara'daki kısmı, uzmanlara göre oldukça karmaşık bir yapıya sahip. Üşümezsoy'un dediğine bakılırsa, fayın tek parça halinde kırılması pek olası görünmüyor. Daha çok, birbirinden bağımsız hareket eden segmentlerden oluşuyormuş.
Peki bu ne anlama geliyor? Şöyle düşünün: Dev bir cam çatlak gibi, her bölüm farklı şekilde tepki veriyor. Kimi yerler gerilimi boşaltırken, diğerleri enerji biriktirmeye devam ediyor.
Son Depremin Anlattıkları
Geçtiğimiz günlerde yaşanan 4.1 büyüklüğündeki deprem, aslında küçük bir sarsıntı gibi görünse de uzmanlar için önemli mesajlar taşıyor. Üşümezsoy, bu depremin Tekirdağ segmentinde gerçekleştiğini ve bu bölümün enerjisinin büyük ölçüde boşaldığını belirtiyor.
Ama işin can alıcı noktası şu: Diğer segmentler hâlâ gerilim altında! Orta segment ve Çınarcık segmenti, adeta saatli bomba gibi bekliyor.
"Paniğe gerek yok ama rahatlamak da doğru değil" diye ekliyor Üşümezsoy. Tam da bu noktada insanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Peki ya diğer segmentler?
Beklenen Büyük Deprem Ne Durumda?
İşte herkesin merak ettiği asıl soru bu. Üşümezsoy'a göre, 7.4 büyüklüğündeki bir depremin beklendiği senaryolar pek gerçekçi değil. Fayın yapısı böyle bir kırılmayı desteklemiyormuş.
Ancak -ve bu önemli- 6.5-7.0 büyüklüğünde depremler hâlâ mümkün. Üstelik bu bile İstanbul için ciddi risk oluşturabilir.
Şu anda durum nedir peki? Orta segment, 1766'dan beri enerji biriktiriyor. Yani neredeyse 250 yıldır sessizce gerilim artıyor. Doğa böyle işte - sabrı bol, ama bir o kadar da acımasız.
Uzmanı Endişelendiren Senaryo
Üşümezsoy'u asıl korkutan şey, orta segmentte meydana gelebilecek bir deprem. Çünkü bu bölüm kırılırsa, etkileri çok daha geniş bir alanda hissedilebilir.
"Her küçük deprem büyüğün habercisi değildir" diyor profesör, insanları gereksiz paniğe karşı uyarırken. Ama aynı zamanda, "Hiçbir depremi de hafife almayın" mesajını veriyor.
Aslında olan biten, doğanın bize verdiği bir ders gibi. Marmara Denizi'nin derinliklerinde, gözle görülmeyen ama hissedilen bir gerilim var. Ve uzmanlar, bu gerilimin ne zaman, nasıl boşalacağını anlamaya çalışıyor.
Sonuç olarak, Üşümezsoy'un sözleriyle bitirelim: "Deprem bitmedi, sadece molaya çekildi." Gerçekten de doğa, bir sonraki hamlesini planlıyor olabilir.