Tam da herkesin içinde bir korkuyla beklediği o sorunun cevabını ararken, jeoloji dünyasının duayen ismi Prof. Dr. Naci Görür'den çok konuşulacak açıklamalar geldi. Marmara Denizi'ndeki son depremlerle ilgili adeta yüreklere su serpen -ya da daha doğrusu, uyarı işaretlerini daha da belirginleştiren- değerlendirmeler yaptı.
Şöyle bir düşünün: Kuzey Anadolu Fay Hattı denen o devasa yapı, 1912 Şarköy-Mürefte ve 1999 Gölcük depremleriyle enerjisinin bir kısmını boşalttı. Ama işin asıl can alıcı noktası, Görür'ün de altını çizdiği gibi, "beklenen diğer yarı" meselesi. Bu, uzmanların dilinden düşürmediği o meşhur 'Marmara'nın gerilimi' işte tam da bu!
Peki Bu 'Diğer Yarı' Ne Anlama Geliyor?
Görür'ün ifadelerinden yola çıkarsak, durum hiç de iç açıcı değil. Fay hattının adeta 'kilitli' kalan bölümleri var ve bu bölümler yıllardır sessizliğini koruyor. Sessizlik derken -tabii ki- jeolojik anlamda bir sessizlikten bahsediyoruz. Çünkü yer kabuğunun derinliklerinde biriken enerji, bir gün mutlaka kendini gösterecek.
"Zamanla yarışıyoruz" ifadesi belki de bu konuda söylenebilecek en doğru söz. Görür'ün vurguladığı gibi, deprem kaçınılmaz ama hazırlıklı olmak bizim elimizde. Şehirlerimizi, binalarımızı, hayatlarımızı nasıl koruyacağımızı şimdiden planlamazsak, iş işten geçtikten sonra 'keşke' demenin hiçbir anlamı kalmayacak.
Uzmanın Uyarıları Arasında Neler Var?
- Marmara Denizi'ndeki fay hatlarının sürekli izlenmesi gerekiyor
- Kentsel dönüşümün hızlandırılması şart
- Deprem erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi elzem
- Toplumun her kesiminin bilinçlendirilmesi gerekiyor
Aslında Görür'ün söyledikleri yeni şeyler değil - en azından bu işin uzmanları için. Ama mesele şu ki, aynı uyarıları yıllardır duyuyoruz da, bir türlü gereken ciddiyeti gösteremiyoruz. Sanki 'bizim başımıza gelmez'miş gibi davranmak, belki de en büyük yanılgımız.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Naci Görür'ün açıklamaları bize çok önemli bir gerçeği bir kez daha hatırlatıyor: Deprem değil, hazırlıksız olmak öldürür. Ve maalesef ki, hazırlık konusunda hala çok ama çok gerideyiz.