
Düşünün ki, toprak ayaklarınızın altından kayıyor. Tam 17 gündür durmak bilmeyen bir sallantı. Balıkesir'in Sındırgı ilçesi, adeta bir beşik gibi sallanıyor - hem de hiç de nazikçe değil.
İnanması güç ama sadece son iki buçuk haftada kaydedilen deprem sayısı 6 bini aştı. Evet, yanlış duymadınız: altı bin!
Uzmanların Sesinde Endişe Var
Jeofizik Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilcisi Aydın Biga, durumu kelimelere dökerken ses tonundaki gerginliği hissetmemek mümkün değil. "Bölge adeta bir deprem fırtınası yaşıyor" diyor ve ekliyor: "Bu kadar çok sayıda deprem, büyük bir depremin habercisi olabilir."
Bigа'ya göre, Sındırgı'da meydana gelen depremlerin büyük çoğunluğu 1.0 ile 3.0 büyüklüğünde. Küçük gibi görünüyorlar değil mi? Aslında hiç de öyle değil. Sürekli tekrarlanan bu sarsıntılar, yer kabuğundaki stresin giderek arttığının bir göstergesi.
Peki Ya Sonrası?
İşin korkutucu tarafı şu: Bu küçük depremler büyük bir depremin öncüsü mü, yoksa enerjiyi yavaş yavaş boşaltarak büyük bir depremi mi önlüyor? Uzmanlar bu sorunun cevabını tam olarak veremiyor. Ancak bir gerçek var ki o da hazırlıklı olmamız gerektiği.
Biga'nın dediği gibi, "Deprem değil, hazırlıksız olmak öldürür." Sındırgı'daki bu durum, bize sadece bu bölge için değil, tüm Türkiye için deprem hazırlıklarını gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Bölge sakinleri ise bu duruma alışmaya çalışıyor. Sürekli sallanmanın verdiği tedirginlikle yaşıyorlar. Kimi zaman gecenin bir yarısı uyanıyorlar, kimi zaman yemek yerken tabakların sallandığını görüyorlar. Hayatlarına devam etmeye çalışıyorlar ama her an tetikteler.
Bu Kadar Çok Deprem Ne Anlama Geliyor?
Jeolojik olarak baktığımızda, onlarca küçük deprem bazen büyük bir depremin habercisi olabiliyor. Yer kabuğundaki fay hatları üzerinde biriken enerji, küçük sarsıntılarla açığa çıkabiliyor. Ancak bazen de bu küçük sarsıntılar, enerjinin kontrollü bir şekilde boşalmasını sağlayarak daha büyük bir depremin önüne geçebiliyor.
Sındırgı'daki durumun hangi senaryoya işaret ettiğini zaman gösterecek. Uzmanlar her iki ihtimali de göz önünde bulundurarak vatandaşları uyarmaya ve yetkilileri harekete geçmeye çağırıyor.
Deprem ülkesi olarak, her zaman hazırlıklı olmalıyız. Sındırgı'daki bu deprem fırtınası, bize bir kez daha bu gerçeği hatırlatıyor. Unutmayalım: Depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız.