Yerin dibinden gelen o tanıdık uğultu... Önce hafif bir sarsıntıyla başladı her şey, ardından tüm Sındırgı'yı bir dalga gibi sarıp sarmalayan o ürpertici titreşim. Tam 4.9 büyüklüğünde bir depremdi bu ve hiç de hafife alınacak gibi değildi.
Saatin 22:25'i gösterdiği o pazartesi gecesi, yerin 8.86 km derinliklerinden gelen bu sarsıntı neredeyse 10 saniye boyunca devam etti. On saniye dediğime bakmayın - deprem anında zamanın nasıl da uzadığını bilen bilir.
İlçe Sallandı Ama...
AFAD'ın açıklamalarına göre merkez üssü Sındırgı olan deprem, çevre ilçelerde de hissedildi. Şiddeti ML ölçeğine göre 4.9 olarak kaydedilen bu yer sarsıntısı, aslında bölge için oldukça karakteristik sayılabilecek bir derinlikte gerçekleşmişti.
Peki ya sonrası? İlk belirlemelere göre can kaybı ya da yıkıcı bir hasar bildirilmedi. Amma velakin, böyle anlarda insanın aklına hep aynı sorular gelmiyor mu? "Ya daha büyüğü olursa?" ya da "Evim ne kadar güvenli?"
Uzmanlar Ne Diyor?
Bölge deprem kuşağında yer aldığı için aslında sürpriz sayılmazdı bu tür sarsıntılar. Jeologlar yıllardır aynı uyarıyı yapıyor: "Marmara ve Ege bölgeleri diri fay hatlarıyla dolu, her an hazırlıklı olmalıyız."
Deprem sonrası AFAD ekipleri hemen harekete geçti tabii. İncelemeler yapıldı, hasar kontrol ekipleri sahaya gönderildi. Neyse ki ilk belirlemeler olumluydu - en azından şimdilik.
Böyle anlarda insan ister istemez düşünmeden edemiyor: Depreme gerçekten hazır mıyız? Evlerimiz, okullarımız, hastanelerimiz yeterince güvenli mi? Belki de bu küçük sarsıntı, bize daha büyükleri için hazırlanmamız gerektiğini hatırlatan bir uyarıdır.
Sonuç olarak, Sındırgı'da meydana gelen bu deprem can ve mal kaybına yol açmadan atlatıldı. Ama unutmayalım ki deprem değil, hazırlıksız olmak asıl felakete neden oluyor.
