Olay, göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşti. Halit Yükay'ın teknesi, aniden beliren devasa gemi gölgesiyle sarsıldı. Çarpmanın şiddetiyle deniz, bir anda köpüklü bir öfkeye büründü.
Kaptan köşkündeki adam ise—belki de şaşkınlıktan—tuhaf bir soğukkanlılıkla davrandı. Sanki her şey planlanmış gibi, gemisini teknenin yanına yanaştırdı. Sonra? Sonrası kameralara böyle yansıdı:
- Önce uzun uzun tekneyi süzdü
- Ellerini beline koyup başını iki yana salladı
- Sonra da hiçbir şey olmamış gibi gemisine döndü
Görgü Tanıklarının Şaşkınlığı
"Böyle bir şey görmemiştim!" diyor sahildeki balıkçılardan biri, sesi hâlâ titrerken. "Adam sanki bir otomobilini kontrol ediyormuş gibi davrandı. Halbuki neredeyse tekneyi batırıyordu."
Diğer tanıkların anlattıkları daha da ilginç: Kaptanın, olay yerinden ayrılırken acele etmediğini, hatta bir süre teknenin hasarını gözlemlediğini iddia ediyorlar. Peki bu davranış ne anlama geliyor? Denizcilik kurallarını hiçe sayan bir umursamazlık mı, yoksa başka bir açıklaması var mı?
Uzmanlar Ne Diyor?
Deniz hukuku uzmanı Prof. Dr. Emre Deniz, bu tür durumlarda yapılması gerekenleri şöyle özetliyor: "Öncelikle can güvenliği kontrol edilmeli, ardından yetkililere derhal bilgi verilmeli. Kaptanın bu kadar kayıtsız kalması, mesleki etik açısından kabul edilemez."
Psikologlar ise farklı bir açıdan yaklaşıyor: "Şok anında insanlar bazen mantıksız davranışlar sergileyebilir" diyorlar. Ama bu açıklama, tekne sahibinin yaşadığı maddi ve manevi zararı hafifletmiyor elbette.
Olayla ilgili soruşturma devam ederken, bir soru herkesin zihnini kurcalıyor: Denizlerimizde bu tür "kayıtsız" davranışlar ne sıklıkta yaşanıyor? Belki de asıl korkutucu olan, buzdağının görünmeyen kısmı...
