
Gökyüzünü yırtarcasına boşanan yağmurlar, Yemen'in kadim başkenti Sana'da gerçek bir trajediye dönüştü. İnsanlar bir gece ansızın gelen bu afetle, sanki hiç beklenmedik bir düşman gibi, uykularında yakalandı. Sellerin gücü o kadar şiddetliydi ki, toprak evleri bir çırpıda silip süpürdü, sokakları derin nehirlere çevirdi.
Resmi rakamlara göre—ki bunların gerçeğin sadece bir kısmını yansıttığını düşünmek lazım—hayatını kaybedenlerin sayısı 30'u buldu. Yaralı sayısı ise onlarca. Ama işin asıl acı tarafı, kayıp olarak bildirilen insanlar. Aramalar devam ediyor, fakat umut her geçen saat biraz daha azalıyor.
Yardım Ekipleri Sahada Ancak...
Yardım ekipleri var güçleriyle çalışıyor, evet. Fakat altyapının çökmesi, ulaşımın neredeyse imkansız hale gelmesi işleri epey zorlaştırıyor. İnsanlar enkaz altında, suyun şiddetine kapılmış halde aranıyor. İmkansıza yakın bir mücadele bu.
Zaten yıllardır savaşın gölgesinde yaşayan Yemen halkı için bu sel, adeta sonun başlangıcı gibi. Evler yıkıldı, yollar kullanılamaz hale geldi, temiz suya erişim neredeyse sıfırlandı. Salgın hastalık riski ise cabası.
Uluslararası Toplum Sessiz!
Peki uluslararası toplum ne yapıyor? Maalesef bildiğimiz şeyler: taziye mesajları, yardım sözleri. Somut adımlar ise hâlâ bekleniyor. Yemen zaten dünyanın en büyük insani krizlerinden birini yaşıyor—bu sel, yangına körükle gitmekten farksız.
Yerel yetkililer durumun vahametinin farkında ve acil yardım çağrısı yapıyorlar. Fakat iletişim ağlarının zarar görmesi, birçok bölgeye ulaşmayı geciktiriyor. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler içler acısı; insanlar çamur deryasında kaybolmuş eşyalarını, anılarını arıyor.
Belki de en trajik olan, bu afetin doğal olmaktan çok, insan eliyle şiddetlenmiş olması. İklim değişikliği, altyapı yatırımlarının yetersizliği, savaşın yarattığı kırılganlık... Hepsi bir araya gelince, bu tür felaketler kaçınılmaz oluyor.
Umarım bu acı, en azından bir uyanışa sebep olur. Yemenlilerin yardım eline ihtiyacı var—hemen şimdi.