Beykoz'da dün akşam saatlerinde yaşananlar, adeta bir gerilim filminden fırlamış gibiydi. Önce bir ihbar... Sonra olayların çığ gibi büyümesi. İşte o anlardan geriye kalanlar.
Polis ekipleri, ilçedeki bir adrese intihar girişiminde bulunduğu iddiasıyla çağrılmıştı. Yanlarında, her ihtimale karşı sağlık görevlileri de vardı. Kapıyı açan kişiyse tam anlamıyla öfke yüklüydü. Beklenmedik bir anda, ekiplere saldırmaya başladı. Taşlar, yumruklar... Kısacası, durum kontrolden çıkmak üzereydi.
Olay Yerinden Kaçış ve İnanılmaz Gelişme
Şüpheli, saldırının ardından olay yerinden hızla uzaklaştı. Ama asıl şok, onun evine döndükten sonra yaşandı. Kendi evini ateşe vermeye kalkıştı! İnanılır gibi değildi doğrusu. Yangın hızla büyürken, çevredekilerin haber vermesiyle itfaiye ekipleri seferber oldu.
Yangın kontrol altına alındı, evde kimse yoktu - neredeyse mucizevi bir şekilde. Peki ya saldırgan? Kayıplara karışmıştı.
Kapsamlı Operasyon ve Yakalama
Olay sonrası başlatılan çalışmalar kısa sürede meyvesini verdi. Güvenlik güçleri, şüphelinin izini sürmek için geniş çaplı bir operasyon başlattı. Nihayet, sabahın ilk ışıklarında saklandığı yerden çıkarıldı ve gözaltına alındı.
Şüphelinin ifadesi ise hayli dikkat çekici. İntihar girişiminde bulunacağını söyleyerek polisi aradığını, ancak ekipler geldiğinde kontrolünü kaybettiğini iddia ediyor. Evini yakma gerekçesi ise tam bir muamma. İşin psikolojik boyutu üzerinde duruluyor.
Olayla ilgili soruşturma derinlemesine devam ederken, Beykoz sakinleri ise hala olanları anlamaya çalışıyor. Güvenlik ekiplerinin hızlı müdahalesi takdir topladı, ancak herkesin aklında aynı soru var: Bir insan neden böyle bir şey yapar?
