Bursa'da, gözlerini kırpmadan suç işlemeye hazırlanan birinin soğukkanlılığı, bir magazanın güvenlik kamerasına bakarken tüylerinizi diken diken edebilir. Olay, kentin merkezinde, insanların uykuya daldığı bir gece yarısına doğru patlak verdi.
Olay yerine gelen şüpheli—ne yapmaya çalıştığını tam olarak anlamak gerçekten zor—adeta bir gölge gibi hareket ediyordu. Önce etrafı kolaçan etti, sonra elindeki şişeyi magazanın kapısına doğru fırlattı. Ama işler planladığı gibi gitmedi. Yangın çıkmadı, sadece küçük bir kıvılcım ve duman... Sonra? Kaçtı. Evet, öylece ortadan kayboldu.
Magaza sahibi ertesi sabah olanları görünce adeta yıkıldı. "Hayatım boyunca böyle bir şeyle karşılaşmadım," dedi—sesindeki şaşkınlık ve öfke hissediliyordu. "Neden ben? Amacı neydi? Bunu anlamak çok güç."
Polis ekipleri hemen harekete geçti. Güvenlik kamerası görüntüleri incelendi—şüphelinin yüzü net olmasa da, hareketleri, kıyafeti, her detay tek tek not edildi. Bursa Emniyet Müdürlüğü, olaya ilişkin soruşturmanın sürdüğünü açıkladı. "Şüpheliyi en kısa sürede yakalayacağız," denildi—o tipik resmi dilin ardında, aslında ne kadar ciddi oldukları belli oluyordu.
Peki ya magaza? Neredeyse alev alacaktı—belki de şüphelinin amacı buydu. Ama olmadı. Yangın söndürüldü, hasar az—fakat psikolojik etkisi derin. Bölgedeki esnaf ise endişeli. "Bu saatten sonra kimse kendini güvende hissetmiyor," diyor bir bakkal amca. Haklı mı? Kesinlikle.
Son dönemde Bursa'da benzer olayların arttığı söyleniyor—gerçi polis bu iddiayı ne doğruluyor ne de yalanlıyor. Ama insanların aklında soru işaretleri var. Kundaklama girişimleri neden artıyor? Bunun arkasında ne var? Ekonomik sıkıntılar mı, kişisel husumetler mi, yoksa başka sebepler mi?
Şimdi herkesin merakla beklediği bir şey var: O şüpheli yakalanacak mı? Ve—belki daha da önemlisi—bir daha böyle bir şey yaşanacak mı? Bursa'da sokaklar eskisi kadar güvenli mi? Kimse tam olarak emin değil...
