Gözler, son dönemdeki en kritik terör operasyonlarından birine çevrildi. İstanbul, adeta bir gerilim filminin seti gibiydi. Emniyetin üstün çabası sonucu, DHKP/C'nin sözde 'liderlerinden' Hüseyin Fevzi Tekin, kaçak hayatına son noktayı koydu.
Olay, şehrin göbeğinde, herkesin burnunun dibinde gerçekleşti. Tekin, örgüt içindeki finansman trafiğinin bel kemiğiydi adeta. Paranın nereden gelip nereye gittiğini bilen, her kuruşun hesabını tutan isim... Onun yakalanması, örgüt için ciddi bir darbe oldu.
Operasyonun Perde Arkası: Nasıl Yakalandı?
Peki nasıl oldu da bu kadar 'önemli' bir isim, İstanbul'da ele geçirilebildi? İşin sırrı, aylar süren titiz bir takipte yatıyor. Emniyet birimleri, adeta bir dedektif gibi, en ufak bir ipucunun peşinden gitti. Dijital izler, fiziksel takipler, istihbarat ağı... Hepsi, Tekin'in üzerine kilitlenmişti.
Operasyon anı ise nefes kesiciydi. Sessiz sedasız bir sabah vakti... Ani bir harekatla, Tekin'in saklandığı adres basıldı. Hiçbir direniş gösteremeden, emniyet güçlerine teslim oldu. Etrafa şaşkınlık ve bir o kadar da rahatlama yayıldı.
Peki Ya Sonrası? Adli Süreç Başladı!
Yakalanmasının hemen ardından, Hüseyin Fevzi Tekin adliyeye sevk edildi. Savcılık ifadesi alındı ve çıkarıldığı mahkemece 'tutuklanmasına' karar verildi. Artık, yargı önünde hesap verecek. Bu, terörle mücadelede önemli bir kazanç olarak kayıtlara geçti.
Öte yandan, emniyet yetkilileri konuyla ilgili yaptığı açıklamada, operasyonların kararlılıkla süreceğinin altını çizdi. "Terör örgütlerine hiçbir zaman göz açtırmayacağız" denildi. Bu söz, kamuoyuna bir güven mesajı olarak yansıdı.
Sonuç olarak, bu operasyon Türkiye'nin terörle mücadelede ne denli kararlı ve etkin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. İstanbul'da yakalanan bu isim, örgütlerin ne kadar 'güvende' hissettikleri yerlerde bile aslında ne kadar savunmasız olduklarının bir kanıtı. Geriye kalan, yargının işleyişi ve adaletin tecelli edecek olması...
