İstanbul'da adeta bir kablo avına çıkan organize suç örgütü, nihayet polisin düzenlediği kapsamlı operasyonla çökertildi. Olay, suç gruplarının ne kadar yaratıcı -ve tabii ki bir o kadar da üzücü- yöntemler geliştirebildiğini gözler önüne seriyor.
Şimdi asıl şaşırtıcı kısma gelirsek... Bu hırsızlar, işledikleri suçların izlerini kaybettirmek için neredeyse göçebe bir hayat tarzı benimsemişler. Yani sabit bir adresleri yokmuş, sürekli yer değiştiriyorlarmış. Akılları sıra böylece polisten kaçabileceklerini sanmışlar. Ne kadar da yanıldılar!
Operasyonun Perde Arkası
Polis ekipleri aylar süren titiz bir takibin ardından harekete geçti. Ve işte o an... Sabahın erken saatlerinde İstanbul'un dört bir yanında eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Fatih, Bağcılar, Esenyurt ve Küçükçekmece'de yapılan baskınlar, suç örgütünün sonunu getirdi.
Operasyonda ele geçirilenler ise gerçekten dikkat çekici:
- Tam 750 kilogram bakır kablo - bu kadar kablonun ne işe yaradığını tahmin edebilirsiniz
- Suç işlemekte kullanılan 2 adet özel donanımlı araç
- Çeşitli kesici aletler ve hırsızlık malzemeleri
- Şüphelilerin kimlik ve iletişim bilgileri
Aslında bu operasyon bize şunu gösteriyor: Suçlular ne kadar akıllıca plan yaparlarsa yapsınlar, kolluk kuvvetlerimiz her zaman bir adım önde olmayı başarıyor.
Göçer Yaşam: Suçun Üstünü Örtme Çabası
Belki de en ilginç detay burada gizli. Şüpheliler, polisten kaçmak için gerçekten 'göçer' bir hayat sürüyorlarmış. Yani sabit bir adresleri yok, sürekli farklı yerlerde kalıyor, izlerini kaybettirmeye çalışıyorlarmış. Modern çağda böyle bir yöntem seçmek... Biraz eski moda kaçmamış mı sizce de?
Ancak görünen o ki bu yöntem onları kurtaramadı. Polis, dijital takip ve fiziki gözlemle tüm hareketlerini kayıt altına almış. Adeta bir satranç oyununda, rakiplerinin her hamlesini önceden görmüşler.
Operasyon sonucunda 9 şüpheli tutuklanırken, 4 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yani toplamda 13 şüpheli hakkında işlem yapıldığını söyleyebiliriz.
Peki Ya Maddi Zarar?
Olayın bir de ekonomik boyutu var tabii. Çalınan kabloların değeri milyonlarca lirayı buluyor. Hem devlet kurumları hem de özel şirketler ciddi zarara uğramış. Aslında bu tür suçlar hepimizin cebini yakıyor, çünkü sonuçta bu kayıplar bir şekilde genel ekonomiye yansıyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bu operasyonu, organize suçla mücadelede önemli bir başarı hikayesi olarak kayıtlara geçti. Ve şunu bir kez daha hatırlattı: Suç asla kazanmaz.
Bir düşünün... Tüm bu çaba, risk, ve sonunda yakalanma korkusu. Belki de en iyisi dürüst bir hayat sürmek, ne dersiniz?
