Tam da gündemin yoğun olduğu bir sırada, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'dan sükûtu bozan bir açıklama geldi. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, adeta bir film senaryosunu andıran operasyonun detaylarını paylaştı.
Kırmızı bültenle dünya çapında aranan -evet, yanlış duymadınız- tam 9 isim, adaletle yüzleşmek üzere Türkiye'ye getirildi. Bu isimlerin kimler olduğunu merak ediyorsunuz değil mi? Gelin şöyle bir bakalım:
- Organize suç örgütü üyeliği iddiasıyla aranan 3 şüpheli
- Uyuşturucu kaçakçılığından kaydı bulunan 2 kişi
- Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından kırmızı bültenle aranan 4 birey
Bakan Yerlikaya'nın açıklamasındaki o meşhur 'Terörle mücadelede kararlıyız' vurgusu, bu sefer farklı bir anlam taşıyordu sanki. Suçluların peşinde koşmak -biliyorsunuz- kolay iş değil. Hele bir de uluslararası boyutu varsa...
Operasyonun Perde Arkası
Aslında bu başarının altında yatan şey, son dönemdeki yoğun diplomasi trafiği ve Interpol'le kurulan sıkı işbirliği. Düşünsenize, farklı kıtalarda saklanan suçluları bulup getirmek -hak verirsiniz- öyle kolay bir iş değil.
Bakanlığın açıklamasında, bu operasyonun Türkiye'nin güvenlik alanındaki kararlılığının bir göstergesi olduğu vurgulandı. Şahsen düşünüyorum da, bu tür operasyonlar sadece suçluları yakalamakla kalmıyor, aynı zamanda potansiyel suçlulara da 'Türkiye güvenli bir liman değil' mesajı veriyor.
Peki Ya Sonrası?
Getirilen şüphelilerin adli makamlara sevk edildiği bilgisini de atlamayalım. Yargı süreci başladı bile. Bu arada, bu operasyonun Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarına da katkı sağlayacağı kesin.
Sonuç olarak, güvenlik güçlerimizin bu başarısı takdire şayan. Unutmayalım ki, suçla mücadele sadece sınırlar içinde değil, sınırlar ötesinde de devam ediyor. Ve görünen o ki, Türkiye bu mücadelede kararlılıkla yoluna devam edecek.