
Tam sekiz uzun yıl boyunca karanlıkta kalmayı başarmıştı. Nefesini tutmuş, gölgelerin içinde kaybolmuştu. Ta ki, Sivas Emniyet Müdürlüğü'nün istihbarat ekipleri, onun izini sürene kadar. İnanılmaz bir takip, titiz bir çalışma ve nihayetinde beklenen son.
Olay, Sivas'ın merkezinde, sıradan bir güne benzeyen bir günde patlak verdi. Emniyet güçleri, daha önce Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hakkında yakalama emri çıkarılan bir şüphelinin izine ulaştı. İhbar değil, adeta bir satranç oyunu gibi ilerleyen teknik ve fiziki takip sonucunda, şüphelinin saklandığı adres tespit edildi.
Ve işte o an... Plan, kusursuz bir şekilde uygulamaya konuldu. Ekipler, şüphelinin sığındığı mekana ani bir operasyon düzenledi. İçeri dalış, göz açıp kapayıncaya kadar oldu. Şüpheli 'F.K.', kaçacak bir delik bulamadı ve etkisiz hale getirilerek gözaltına alındı. Direniş? Sıfır. Şaşkınlık ve belki de bir nebze olsun rahatlama.
Peki bu isim neden bu kadar önemliydi? Soruşturma dosyaları, 'F.K.'nin, örgütün elebaşı Fetullah Gülen ile irtibatlı olduğu iddia edilen 'imam'lardan biri olduğunu gösteriyor. Yani örgüt içindeki hiyerarşik yapıda kritik bir halka. Yaklaşık bir on yıldır kayıplara karışmış, herkesi peşinden koşturuyordu.
Operasyonun ardından yapılan ilk açıklamalarda, adli işlemlerin titizlikle sürdürüldüğü belirtildi. Şüpheli, sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından, 'kaçma şüphesi' gerekçesiyle tutuklanma talebiyle mahkemeye çıkarıldı. Sonuç? Beklendiği gibi... 'F.K.' çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu yakalamanın sıradan bir operasyon olmadığı aşikar. Türkiye'nin dört bir yanında devam eden bu mücadelede, Sivas'tan yükselen bu başarı, adeta kayıp bir parçanın yerine oturması gibi. Güvenlik güçlerinin azmi ve kararlılığı, bir kez daha firarilerin saklanacak hiçbir yerinin olmadığını tüm dünyaya gösterdi. Uzun bir firar daha son buldu.